İslamofobi artacak mı?
İslamofobi ve İslam düşmanlığının, neden iki kutuplu dünyanın ortadan kalkmasını simgeleyen Berlin Duvarı'nın yıkılmasını takiben gündeme geldiğini genel hatlarıyla önceki...
İslamofobi ve İslam düşmanlığının, neden iki kutuplu dünyanın ortadan kalkmasını simgeleyen Berlin Duvarı'nın yıkılmasını takiben gündeme geldiğini genel hatlarıyla önceki yazılarımda ortaya koymaya çalıştım. Şüphesiz bu yazıları okurken bazılarınız “Peki, bu süreçte Müslümanların hiç mi kabahati yok?” diye sordunuz haklı olarak. Bana göre Müslümanlar, bırakın kendi başlarına gelenleri, dünyanın başına gelen tüm musibetlerden belli ölçülerde mesul tutulabilir. Tutulmalıyız da. Müslümanlar olarak hali pür melalimiz üzerine düşünmek, anlatmaya çalışmak, birbirimize kulak vermek, dayanışmak zaten birinci vazifemiz. Ama bu, şimdi bahsi diğer… Odaklandığımız tema, İslamofobinin ve İslam düşmanlığının modern Batı tarihindeki dinamikleri… İzin verirseniz bugün de gelecekle ilgili sezgilerimi, tahminlerimi dile getirmek istiyorum.
İslamofobiye karşı mücadeleye çok emek vermiş, Belçika merkezli Irkçılığa Karşı Avrupa Ağı (ENAR) Direktörü Michael Privot, Müslümanlara veya Müslüman olduğu düşünülen kişilere ya da bu kesime ait binalara yönelik faşizmin Fransa'da, İngiltere'de, İsveç'te, Belçika'da, Hollanda'da ya da en azından nefret suçu ve nefret dili vakalarının olduğu ülkelerde giderek artacağı kanaatinde… Bunun da Daeş'in Müslümanları kutuplaştırma stratejisine çok uygun bir durum olduğunu, çünkü Daeş'in Müslümanların toplumun çoğunluğu tarafından köşeye sıkıştırılmasını ve çıkacak iç savaşta kendilerine katılmalarını umduğunu söylüyor. Şimdiye kadar İslam ile Müslüman görünümlü saldırganların anlayışlarını birbirinden ayrı tutmaya çalışan yetkililerin artan saldırılar karşısında artık bunu yapamayacağını, Avrupa'da Müslümanları zor günlerin beklediğini düşünüyor. Michael Privot'a göre Avrupa'da toplum kaygan bir yokuştan aşağı kayıyor, herkes bundan kaçınmaya istekli gibi görünüyor. Ama kimse bu döngüyü kırmak için bir pozisyon almak istemiyor ki bu da hiç iyi bir durum değil.
İlk bakışta bu görüşler, oldukça makul duruyor ve sanıyorum birçoğumuz özellikle ABD'de Trump'ın doruğa ulaştırdığı İslam düşmanlığı söylemlerinden sonra Privot'a hak veriyor. Ama Batı'da İslamofobinin kökenleri ve işlevleri üzerine söylediğim bunca söze rağmen ben, Privot ile aynı kanıda değilim.