Esad’la kavganın Türkiye’ye korkunç bedeli...
Ankara’nın Esad ile başlattığı kavganın Türkiye’ye (ve bölgeye) inanılmayacak kadar büyük bedeli oldu ve çok daha büyükleri gelecek. ABD’nin başlattığı Arap Baharı’na kadar...
Ankara’nın Esad ile başlattığı kavganın Türkiye’ye (ve bölgeye) inanılmayacak kadar büyük bedeli oldu ve çok daha büyükleri gelecek.
ABD’nin başlattığı Arap Baharı’na kadar Ankara ve Şam iktisadi ve siyasi olarak ABD, Rusya, İsrail ve Yunanistan’ı kıskandıracak kadar iyi ilişkiler kurmuştu.
Ortak hükümetler toplantısından ortak yatırımlara kadar her şey güzeldi. Türkiye Ortadoğu’yla, ticari ilişkilerini Suriye üzerinden çok güzel yürütüyordu, iki taraf da ulusal çıkarlarını başarı ile sağlıyordu.
Ama Ankara’nın, siyasal İslamı öne çıkaran stratejik derinlikleri(!), Amerika’nın istediği bir biçimde işleri tersyüz etti. Ankara’dan Esad’a yapılan “Müslüman Kardeşler” dayatmaları, “Ümmetçi” odaklı baskılar, “ABD’nin ve İsrail’in istediği biçimde” ilişkileri sabote etti. Ankara’nın sırtını, siyasal İslamcı (ve ümmetçi) güdülerle sıvazlayanlar, kumpaslarında sonuca ulaştılar. Ve Türkiye’ye bedeller sıralandı:
1) Ankara, ABD’nin tezgâhladığı Suriye’yi parçalama operasyonunun bir parçası haline getirildi, “Esad’la kavganın bu sonucu doğurması düşünülmüştü ve başarıldı.” Artık iki dost Ankara ve Şam, iki düşman olmuşlardı. Bölgesel işbirliğine saatli bomba yerleştirildiği için BOP’un ve Kürdistan’ın Suriye ayağı başarı ile yürüyecekti. YPG hızla gelişti.
Ankara “eğit-donat” kumpasının bir aracı yapılmıştı. Radikal dinciler ve istihbarat örgütlerinin örgütlediği paralı teröristler Suriye’ye gönderildiler. Sonradan siyasilerimizin itiraf ettikleri gibi, “bizi göz göre göre aldatmışlardı!”
2) 5 milyon Suriyeli gariban, paralı terörist, İslamcı radikal Türkiye’ye “yerleştiriliyordu.” Türkiye birkaç yıl içinde, 40-50 milyar dolarlık bir mali yükün içine itildi. Türkiye’de geleceğin “PKK”...