Yerel kutuplaşmadan küresel kutuplaşmaya savrulmak
• FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimine karşı “Erdoğan’ın fiilen ve teknolojik olarak arkasında duran Putin onu yanına çekti” de diyebilirsiniz;• Ya da “Erdoğan’ın...
• FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimine karşı “Erdoğan’ın fiilen ve teknolojik olarak arkasında duran Putin onu yanına çekti” de diyebilirsiniz;
• Ya da “Erdoğan’ın iktidarını FETÖ marifeti ile devirmeye çalışan ABD, onu Putin’in yanına itti” diyebilirsiniz.
İkisinde de doğruluk payı birbiriyle örtüşür. Soçi’den sonra Suriye konusunda taraflar belli olmaya başladı: Esad’ın başkanlığında Suriye’nin bütünlüğünü savunanlar: Rusya, İran, Irak ve biraz kerhen de olsa Ankara. Suriye’nin bölünmesini ve Esad’ın gitmesini isteyenler ise ABD, İsrail, S. Arabistan ve Mısır.
Türkiye ve Rusya’nın aralarında, “PYD sorunu” var. Ankara kesin olmaz diyor, Rusya ise PYD’yi dışlamak istemiyor.
ABD ve İsrail’in elinde Türkiye’ye (ve Erdoğan’a) karşı önemli kozlar var: ekonomik sıkıştırma ve Sarraf şantajı. Bu kozlar şu anda fiilen kullanılmaya başlandı bile.
AKP’nin dün Sarraf’a arka çıkarak 4 bakanla birlikte onu koruması sonucu altın tepside sunulan kozların bugün yalnız kendilerine değil, Türkiye’ye de bir fatura çıkaracağını dün görmek istemediler. Oysa her şey açık seçik ortadaydı. İşin dışardan da destekle bu noktaya getirileceği: Türkiye’yi Lozan’dan Sevr’e sürüklemek için bir kaldıraç olarak kullanılacağı yazıldı, çizildi ve söylendi. Ama, “öncelikleri farklı olanlar” anlamak istemediler.
Siyasal İslamı oluşturan dünkü ortaklar çatıştırılarak iş bu noktaya getirildi. Hem ABD hem de Rusya kârlı çıktılar:
• ABD, “BOP” kapsamında Kürdistan’ın Kandil’den sonra Suriye ayağını da PYD kanalı ile oluşturarak Kuzey Suriye’de askeri olarak iyice yerleşti. 14 askeri tesis (üs) kurdu.
• Rusya, Suriye’den hiçbir şekilde ayrılmayacak bir biçimde burada üslerini genişletti. Ortağı İran’ı da Suriye’ye iyice soktu. ABD...