Bizim kuşak CHP belediyeciliğinden çok çekti
Şimdi anlatıldığı zaman masal gibi geliyor.. Hatta fazlaca gerçeküstü olduğu için inandırıcılığını da yitiriyor. Düşünsenize,‘Hava kirliliği öylesine yüksek...
Şimdi anlatıldığı zaman masal gibi geliyor.. Hatta fazlaca gerçeküstü olduğu için inandırıcılığını da yitiriyor. Düşünsenize,‘Hava kirliliği öylesine yüksek boyutlardaydı ki, gazeteler kuponla gaz maskesi dağıtıyordu’ dersem şimdi kim inanır? Ama doğru. Peki şuna ne diyeceksiniz? Çöp patladı, yanardağ gibi püskürdü bir köyü yuttu yok etti. İnsanların cansız bedenlerine ulaşılamadı. Korku filmi gibi değil mi? İstanbul’un en gözde semtlerinde pahallı evlerde sadece küvet vardı. Biz zaten kurnada yıkanırdık. Peki o zengin semtlerde oturanlar küvetlerinde ne kadar keyif yapabiliyordu dersiniz? Haftada bir gün gelen suyu, ziyan olmasın diye küvete doldurup muhafaza ettiklerinden o evlerde de kazanlarla kenarda yıkanırdı insanlar. Sabah namazıyla Kuyubaşı’ndaki çeşmenin önünde onlarca metre kuyruk beklerdik. Mantıklı bir saate kadar çocuklar beklerdi. Sabah gün başladığında nöbet büyüklere devredilirdi. İnsanın aklı alıyor mu? Kartal’dan sonrasına ‘yazlık’ demişlerdi. Neden? E Avrupa yakasında bir işte çalışıyorsa gidip gelmesi imkansızdı da ondan.. Şimdi Pendik’ten Tuzla’dan işe gidip gelenler inanmaz.. İstanbullu’nun makus talihi 1994’te Recep Tayyip Erdoğan’la değişti.. Doğru anlatmazsak vebali var..
Erdoğan ile Fazıl Say’ın bu resmine dikkatli bakın
2019 Mart seçimlerine giden yolda ilginç bir sürecin içine girdik. Bu ilginçliğe isim koymak için erken.