Cemal Kaşıkçı sessizliği
Günlerdir dünyanın gündeminde Cemal Kaşıkçı diye bir isim var.. 1979’da Beyrut’ta kaçırılan ve kafası kesilerek öldürülen reformcu Nasır el- Said nasıl kaybolduysa, bugün de benzer bir...
Günlerdir dünyanın gündeminde Cemal Kaşıkçı diye bir isim var.. 1979’da Beyrut’ta kaçırılan ve kafası kesilerek öldürülen reformcu Nasır el- Said nasıl kaybolduysa, bugün de benzer bir tabloyla karşı karşıyayız.. Bir gazeteci, sadece doğruları söylediği için yok ediliyor.. Acı olanı ne biliyor musunuz?.. Bir grup var..Lafta, ‘basın hürriyeti’ adına terör suçuyla yargılananların bile serbest kalmasını isterken Cemal Kaşıkçı olayıyla ile hiç ilgilenmiyor.. Her ağızlarını açtıklarında ‘gazetecilere baskı’ yaygarası yaparken buradaki açık infaza ses bile çıkarmıyor... İşte bu var ya dostlar bu tam bir iki yüzlülüktür.. Her zaman dürüst olmakta yarar var..
Kaşıkçı’yı bilmem ama polis muhabirliği ölmüş gibi görünüyor
Cemal Kaşıkçı dosyasıyla ilgili bir detay sizin de dikkatinizi çekti mi?.. Dünya, Kaşıkçı’nın öldürüldüğüne ilişkin haberleri, İstanbul Emniyeti kaynaklı olarak ‘REUTERS’dan öğrendi.. Kaçıkçı’nın 2 Ekim günü konsolosluğa girdiği görüntüler ise İstanbul savcılığı kaynaklı olarak önce ‘Washington Post’ta yayınlandı.. Batı medyasının İstanbul’da bizden daha hızlı haber alıyor olması, onların başarısı mı, bizim başarısızlığımız mı yoksa irtibat noktalarıyla ilgili bir durum mu, bilemem.. Ama bir problem olduğu ortada..
Bırakın Twitter’ı lobi grupları kurun kendinize
Sosyal medya, örgütlenme için sıklıkla başvurulan bir mecradır.. Üstelik bundan netice alındığı da yadsınamaz bir gerçek.. Fakat hangi tip örgütlenmeden söz ediyoruz burada?.. Misal bir yardım toplanacaksa muhteşem bir mecra.. Kayıp bir çocuğun bulunması için yapılan paylaşımların toplandığı muazzam bir havuz.. Bir protesto gösterisi yapmak için açık bir iletişim kaynağı.. Buralarda hiç problem yok.. Ancak bu tip organizasyonlardan sonuç alınıyor diye, her sorunu sosyal medya üzerinden çözmeye kalkmak metodolojik açıdan yanlış.. Misal Fenerbahçe berbat gidiyor.. Yapalım bir TT kampanyası ‘Yılmaz Vural Teknik Direktör olsun’ diye.. Bakalım Ali Koç’a etki edecek mi?.. Görmeyecek bile.. Çünkü usûlü o değil.. ‘Emeklilikte Yaşa Takılanlar’ da organize olmuşlar twitter’da ne kadar çok twit atılırsa o kadar kolay netice alacaklarına inanıyorlar.. Beyler artık ‘Başkanlık Sistemi’ne geçtik. Bu sistemin kendi doğruları var.. Kurun bir lobi grubu milletvekillerini birebir görüşmelerle etkilemeye çalışın. Sosyal medyada zaman kaybetmeyin.. Oyunu kuralına göre oynayın..
Bu boşanma davası haberleri buram buram tazminat pazarlığı kokuyor
Gazeteci İsmail Küçükkaya’nın özel hayatına ilişkin arka arkaya birçok haber çıktı medyada.. Anlaşılıyor ki bu haberler, boşanmakta olan çiftelerden biri tarafından sızdırılıyor.. Tamamı İsmail Küçükkaya’yı suçlayan haberler olduğuna göre kimin sızdırdığı da malum.. İyi kötü neler yaşandı, paylaşıldı kuşkusuz iki kişi dışında kimsenin bilmesine olanak yok. Ancak gazeteci refleksim bana diyor ki, frenli gitmekte yarar var.. Zira bu vakte kadar onlarca medyatik boşanma davası gördüm, hepsinde de, ama tartışmasız hepsinde, taraflardan biri alacağı miktarı yükseltmek için olmadık yalanlara başvurdu.. Nitekim burada da aynı kokuyu alıyorum.. Yorum yapmak için acele etmemekte yarar var..