CHP’nin bu ısrarı neden?
Cumhurbaşkanı Erdoğan senelerdir devam eden tartışmayı hatırlatıp bir kez daha dikkat çekti sadece.. CHP’nin İş Bankası’nda hisse sahibi olması normal mi’ diye sordu.. Buradan hareketle CHP bütün...
Cumhurbaşkanı Erdoğan senelerdir devam eden tartışmayı hatırlatıp bir kez daha dikkat çekti sadece.. CHP’nin İş Bankası’nda hisse sahibi olması normal mi’ diye sordu.. Buradan hareketle CHP bütün hücreleriyle defansa geçti.. Öyleydi de böyleydi de… Biz para almıyoruz da, bankanın yönetimine karışmıyoruz da.. Tamam.. O halde sorun yok.. CHP buradan herhangi bir maddi kazanç (temettü geliri) elde etmediğine göre.. Bankanın yönetimine atadığı dört yönetim kurulu üyesi de bankada tesir edici bir konumda olmadığına göre.. Neden böyle sert bir tepki veriyorlar?.. Bıraksınlar bankanın yönetimini.. Çok şart mıdır?.. O atanacak, bu atanacak diye her seferinde kavga çıkıyor partide.. Lüzumsuz bir yük demek ki bu. Neden bu ısrar?..
Maduro’nun NusrEt’te ziyafet çekmesi hiç de sürpriz değil
Bazı kavramları yanlış yerde kullanmaya başladığınız zaman, hikayenin esasını da ıskalıyorsunuz.. Venezuela Devlet Başkanı Maduro’nun son zamanlarda Türkiye’ye olan yakın ilgisi, Erdoğan hayranlığı ve özelde de ABD’nin nefret sembolü haline gelmesi bizim de onu yanlış tanımamıza sebep oldu sanırım.. Yani sadece ABD karşı diye ‘Madurocu’ olmaya kalkarsak, ABD’nin karşı olduğu, Esad gibi, Kim gibi, Miloseviç gibi diğer bütün diktatörlere haksızlık etmiş oluruz.. Maduro’nun NusrEt ziyafetine gelince.. İşte yanlış başlayan tartışmanın geldiği yanlış nokta.. Adamın ‘sosyalist’ olduğu varsayımıyla eleştirdiğiniz zaman, halkı açlıktan kırılırken böyle bir ziyafete oturmuş olmasına tepki koyarsınız elbette. Oysa gerçek o değil ki..
Bu ürün Türkiye’de üretilmiştir
Dün Ticaret Bakanlığı, bir yönetmelik düzenlemesine gitti. Söz konusu düzenlemeyle Türkiye'de üretilen malların etiketlerinde, ürünün Türkiye’de üretildiği belirtilecek.. Bu ifadenin altını önemle çiziyorum. Zira bu vakte kadar yapılan tartışmalarla 15 gün içinde yürürlüğe girecek olan düzenleme arasında önemli bir fark var.. Özellikle belirtilecek olan, ürünün ‘Türk Malı’ olduğu değil, ‘Türkiye’de Üretilmiş’ olduğu.. Bu ayrımı çok önemli buluyorum.. CHP’nin yasa teklifi olarak getirmeye çalıştığı düzenleme, marka, üretim, tescil, patent vesaire gibi tüm aşamalarıyla ‘Türk Malı’ olan ürünlerin belirtilmesini içeriyordu.. Fakat burada, Türk mühendis ve işçilerin üretiminde yer aldığı, dünyanın çok çok önemli markalarının otomobilden beyaz eşyaya, kurşun kalemden pantolona kadar yüzlerce kalem ürünü var.. Markası bize ait olmasa da ürün her şeyiyle bizim.. Ticaret bakanlığının bu ayrımı dikkate alarak yaptığı düzenleme çok anlamlıdır.. CHP’nin getirmeye çalıştığı bandrol düzenini, Allah aşkına yabancı yatırımcıya nasıl anlatacaktık?..
Kediciklerin bilinmeyen dünyasına yolculuk başladı
Adnan Oktar örgütünde televizyon ve internet yayınlarının başındaki kişi Ayça Pars’ın, örgütle ilgili verdiği bilgiler dün gazetelerde vardı.. Okurken tüylerim diken diken oldu.. “…30 kişilik gruptan kimi gözüne kestirirse ona dayak atardı. Dayak derken sadece tokat değil. Yerde sürüklerdi, saçlarını kazırdı…” Kedicik dünyasına dair ifşaatlar.. Neler neler.. Bu elbette Adnan Oktar’ın kendi özel durumunu anlatması bakımından önemli.. Ama asıl örgütün bağlı olduğu üst yapıya ilişkin verilecek olan bilgiler, soruşturmanın seyrini değiştirebilir.. Adnan Oktar’ı da yöneten asıl güç kimdi?.. Bu ortaya çıktığında yapının amaçları, hedefleri ve bağlantıları da tek tek dökülecek.. Medyada, siyasette, yargıda, emniyette kim ya da kimler bu örgütün çıkarlarını kollamış, hepsini yakın bir zamanda göreceğiz..