Sızıntı
50 milyon isim, adres ve kimlik numarası ortalığa saçılmış.. Bunun iki okuması var.. Birincisi ve ilk akla geleni konjonktürel.. Değerli dostlar, içinden geçmekte olduğumuz dönem, geri kabul anlaşmasının da...
50 milyon isim, adres ve kimlik numarası ortalığa saçılmış..
Bunun iki okuması var..
Birincisi ve ilk akla geleni konjonktürel..
Değerli dostlar, içinden geçmekte olduğumuz dönem, geri kabul anlaşmasının da içinde olduğu kapsamlı bir AB entegrasyon dönemi.
Bu dönemin en kıymetli parametresi olarak, vizesiz dolaşım gösteriliyor..
Bunun da ön şartı, TBMM’den geçecek olan bazı yasalar..
Bu yasalar içinde AB’nin en fazla önem verdiği ise kişisel verilerin güvenliği ile ilgili olanı..
Yani tam böyle kritik bir atmosferde birileri çıktı ve AB’ye dedi ki; “en fazla güvenmen gereken konuda Türkiye işte bu halde”...
Bu işin bir ayağı sadece..
***
Gelelim ikinci ayağına..
Bakın Panama sızıntısını organize eden Uluslararası Gazeteciler Konsorsiyumu’nun başındaki isim olan gazeteci Gerard Ryle açıkladı..
Söz konusu bilgiyi Alman istihbaratı meğer satın almış..
İngiltere ve ABD ile de paylaşmış..
Ne demek bu?..
Bu demek ki, bazı bilgiler, bazı devletler için satın alınabilecek oranda önemli..
Geldik benim AB ile ilişkiler noktasından daha fazla önemsediğim kısma..
Yani Batı’nın (bkz: PanamaLeaks) bizimki gibi darbe yapmaya heveslendikleri ülkelerin, kişisel verileri de içeren mahrem bilgilerine duyduğu ilgi..