Durun hemen gitmeyin daha soracaklarım var
MADEM dış politikada çocukluk hayallerini, gençlik hülyalarını, stratejik derinlik palavralarını bir kenara bırakıp makul gerçekçiliğe dönüyoruz... O zaman bazı şeyleri aynı...
MADEM dış politikada çocukluk hayallerini, gençlik hülyalarını, stratejik derinlik palavralarını bir kenara bırakıp makul gerçekçiliğe dönüyoruz...
O zaman bazı şeyleri aynı gerçekçilikle masaya koyma zamanı geldi.
Soracağım soru şu:
Bugün Suriye sınırları içinde bizim için 1 numaralı tehdit unsuru nedir:
Beşar Esad mı...
YPG mi...
Yoksa IŞİD mi...
Kardeşim, sen, ben, hepimiz...
Demagojiyi bırakalım...
Miting meydanı, dernek kürsüsü hamasetini, delikanlı babalanmalarını fırlatıp atıp mantıkla düşün...
Arayıp arayıp da bulamadın mı? Hadi yardım edeyim.
Beşar Esad bizimle savaşmıyor. Biz onunla savaşıyoruz.
YPG bizimle savaşmıyor, IŞİD’in elindeki şehirleri almaya çalışıyor.
Eee ne kaldı geriye...
IŞİD...
Bir de Atatürk Havalimanı’ndaki 47 cenaze...
Durum böyleyse..
BİR: Mantıken yönelmemiz gereken ilk hedef nedir?
IŞİD canileri değil mi...
İKİ: Onunla savaşacaksak, bölgedeki en uygun müttefikimiz kim olabilir sizce...
Esad ve YPG değil mi...
Şimdi geliyorum altın vuruşa...
Hıristiyan Putin’e, Yahudi Netanyahu’ya uzatılan el, neden iki Müslüman’a uzatılamaz ki...