İşte benim sevgili ülkem tam budur
Adı Kartal...Bebek daha... Süt bebeği...Henüz 10 aylık...20 günlükken kalbine yerleşen bir mikrop yüzünden hayatı karardı.Kalbinde aşırı büyüme var. Kalp yetmezliği var.Artık tek çare kalp...
Adı Kartal...
Bebek daha... Süt bebeği...
Henüz 10 aylık...
20 günlükken kalbine yerleşen bir mikrop yüzünden hayatı karardı.
Kalbinde aşırı büyüme var. Kalp yetmezliği var.
Artık tek çare kalp nakliydi ve Türkiye’de süt bebeğine kalp nakli bugüne kadar yapılmamıştı...
Almanya’da bir hastaneye yatırıldı.
Ancak orada sigortaları olmadığı için hastane masraflarını karşılayamaz hale geldiler.
Kalp nakli için gereken para 1 milyon Euro’ydu...
Ve hiç umudu yoktu.
Sonra annesi “Muzisyenanne” adı altındaki Instagram hesabından bir yardım kampanyası açtı.
Devlet yardım toplaması için gereken izni verdi.
Ama anne olağanüstü bir şey daha yaptı.
Bu yardım kampanyası için gerekli bütün belgeleri Instagram hesabından yayınladı.
Ve bir mucize gerçekleşti.
19, evet sadece 19 saat içinde 4.4 milyon lira para toplandı.
Sonra annesi sevinç gözyaşı dökerek takipçilerinin karşısına çıktı ve şu açıklamayı yaptı:
“Sadece 19 saatte Kartal’a kalp, kan, nefes olduğunuz için nasıl teşekkür edeceğimizi bilemez haldeyiz. İlk etapta bizi bekleyen tedavi masrafının tamamı toplandı. Daha uzun bir yolumuz var. Ama dün gece gördük ki, bizi bu yolda yalnız bırakmayacak, düşmemize izin vermeyecek koca bir ülke var. Allah hepinizden razı olsun...”
İşte benim ülkem bu...
Benim çocukluğumdan beri bildiğim, tanıdığım ülkem bu...
Siyasetçinin kutuplaştıra kutuplaştıra bölmeye çalıştığı, ama hâlâ başaramadığı ülkem bu...
Ve yemin ediyorum bu yazıyı hüngür hüngür ağlayarak yazıyorum.
Yaşayın siz bu ülkenin güzel insanları...
Adalet için, yardımlaşma için, sevgi ve dayanışma için bir araya gelen...
Siyasetin bütün karanlık labirentlerini bir anda aydınlığa çıkaran siz...
Bu ülkenin insan gibi insanları...
Yaşayın... Bin yaşayın... Yüz bin... Milyon olup yaşayın...
İşte böyle bir gün bahtsız bir Kartal bebek çıkar...
Dünyayı kendinden ibaret sanan herkese öyle bir insanlık dersi verir ki...
Hüngür hüngür ağlarsınız...
BU ÜLKEYİ SEVENLER ŞUNU KESİNLİKLE YAPMAZ
KİM Kİ... ‘Adalet Yürüyüşü’nü, 15 Temmuz’a karşı bir hareketmiş gibi göstermeye kalkıyor...
Bu yürüyüşün özündeki “adalet”, sadece “adalet” talebini amacından saptırmaya, karalamaya kalkıyorsa...
Bilin ki ülkesini sevmiyor... Bilin ki bu ülkede gerçek bir demokrasinin yerleşmesini istemiyordur...
KİM Kİ... 15 Temmuz anma haftasını, ‘Adalet Yürüyüşü’ne misilleme haline getirmeye kalkıyor...
O gün oluşan demokrasiye sahip çıkma ruhunu, amacından saptırmaya, onu bir tarafın gövde gösterisi haline getirmeye çalışıyor...
Bilin ki ülkesini sevmiyordur...
Bilin ki bu ülkeye gerçek bir demokrasinin gelmesini istemiyordur.
Bu halkın yüzde 70’inden fazlası, ülkenin bir numaralı sorununun “adaletsizlik” olduğuna inanıyorsa...
‘Adalet Yürüyüşü’ bu halkın vicdanının sesi demektir...
Bu halkın ezici çoğunluğu 15 Temmuz gecesi askeri darbeye karşı çıkmışsa...
15 Temmuz direnişi hepimizin ortak vicdanının sesidir...
Ve Türkiye’nin gerçek demokrasisinin tarihi, ancak, bir temmuz günü adalet için yola düşenlerle, bir temmuz gecesi yola düşenler tarafından birlikte, el ele yazılabilir.
İÇİŞLERİ BAKANI'NA TEŞEKKÜR
HEM: ‘Adalet Yürüyüşü’nü dışarıdan izleyen bir vatandaş olarak kendi gözlemlerime dayanarak...
HEM: Bizzat bu yürüyüşe katılan insanların söylediklerine dayanarak...
İçişleri Bakanlığı’na teşekkür ediyorum.
Yürüyüş güzergâhında etkili önlem aldılar.
Yürüyüşçüleri rahatsız etmediler.
Davranışları çok iyiydi.
İşte her vatandaşın beklediği davranış bu.
O nedenle İçişleri Bakanı ve bakanlığın bütün elemanlarına teşekkürler.