Kızını tarikat yurduna veren veli sana soruyorum
ARKADAŞ, o kapılar niye kilitliydi...Niye çıkarılmıştı o menfur kapıların tokmakları... *** Habis bir tümör gibi beynime takıldı bu soru. Günlerdir gitmiyor gözümün önünden o ölüm...
ARKADAŞ, o kapılar niye kilitliydi...
Niye çıkarılmıştı o menfur kapıların tokmakları...
***
Habis bir tümör gibi beynime takıldı bu soru.
Günlerdir gitmiyor gözümün önünden o ölüm kapısı...
Hatırladıkça ürperiyorum.
Soruyorum kendi kendime:
“Neden...”
***
Ben cevabını biliyorum... Sen de biliyorsun... O da, bu ülkede yaşayan herkes de...
***
Nedense hepimiz, hepimizin bildiği sırrı saklıyoruz.
Biliyoruz ki, o söz ağzımızdan çıkarsa, bu toplumun çocuk yaşındaki kızlarından bile nasıl şüphelendiği ortaya çıkacak.
Fena halde utanacağız...
Birbirimizin yüzüne bakamayacağız...
***
Yine de soracağım aynı soruyu, kızlarını bu anlayıştaki tarikat yurtlarına gönderen ailelere...
***
Kardeşim, geceleri çocuğunun yattığı odanın kapısının kilitlenip, kapı tokmağının çıkarılmasına sen de takmadın mı...
Çocuğunun tokmaksız kapıların önündeki canhıraş hali senin gözüne de görünmüyor mu...
Takmıyorsan bil ki...
Kızının kara bahtı, alın yazısı dediğin şey,
Allah’ın değil, o kafanın yazdığı yazı...
***
Yani o yurdu yöneten zihniyet yazdı kendi kargacık burgacık elyazısıyla o kör talihi...
***
Hâlâ takmıyorsan bil ki...
O kargacık burgacık yazının altındaki imza da senin...
ÖZLEDİĞİMİZ BİR TOPLANTI ÖZLEDİĞİMİZ BİR FOTOĞRAF
ÖNCEKİ gün Başbakan Binali Yıldırım TÜSİAD’ın davetlisi... İş insanları eleştirilerini rahatça dile getiriyor... Kimsede taraf olduğu için bertaraf olma korkusu yok. Başbakan gayet yumuşak bir tonla ama görüşlerinden hiç taviz vermeden cevap veriyor. Özlediğimiz bir üslup...