Kurucu baba ikinci kuşağı işten atarsa şirket ne olur
Bir, "bu Türkler fazla oluyor" hikâyesi1- 11 Ocak 2012 akşamı İstanbul Kanlıca’daki bir yalıdan, 112 Acil Servis’e bir telefon gelir.Ambulans eve geldiğinde hastalanan kişi ölmek üzeredir.Yapılan bütün...
Bir, "bu Türkler fazla oluyor" hikâyesi
1- 11 Ocak 2012 akşamı İstanbul Kanlıca’daki bir yalıdan, 112 Acil Servis’e bir telefon gelir.
Ambulans eve geldiğinde hastalanan kişi ölmek üzeredir.
Yapılan bütün müdahaleye rağmen kurtarılamaz...
Aynı anda evin aşçısı, İstanbul’da iki numarayı arayarak şu haberi verir:
“Babanızı kaybettik” der.
İki kardeş, Boğaz’daki yalının yolunu tuturken, birbirlerine şunu söylerler:
“O olayı unutmanın zamanı geldi...”
İŞİNİZE SON VERİLDİ
Babalarının ölümüne giderken iki kardeşin unutma kararı aldıkları olay 2007 yılında geçmiştir.
O gün Türkiye’nin önde gelen ilaç üreticilerinden birinin yönetim kurulu üyelerinden biri, şirketin iki genç yöneticisini çağırdı ve hiç kıvırtmadan yüzlerine şunu söyledi:
“Bugünden itibaren şirketteki işinize son verilmiştir...”
Her şirkette sıradan sayılabilecek bu olayı, Türk ekonomi tarihine geçirecek olan şey ise şuydu:
Genç insanları kovan kişi, yönetim kurulu üyesisi bir profesyoneldi.
Kovduğu iki yönetici ise şirketi kuran babanın iki öz oğluydu.
Böylece şirketi kuran ailenin ikinci kuşağı, toptan tasfiye ediliyordu.
İşten atılan büyük oğulun adı Ahmet Tokgöz’dü... İki yaş küçük kardeşi ise Zafer Tokgöz...