Avrupa'dan kazanıp Rusya ve Çin'e veriyoruz
Son 20 senedir cari açığımız sürekli arttı. Cari açıkta asıl sorun olan dış ticaret açığıdır. Dış ticaret açığının bir kısmını turizm gelirleri gibi...
Son 20 senedir cari açığımız sürekli arttı. Cari açıkta asıl sorun olan dış ticaret açığıdır. Dış ticaret açığının bir kısmını turizm gelirleri gibi döviz gelirleri ile karşılıyoruz. Geriye cari açık kalıyor.
Cari açığı iç tasarruf açığına bağlayanlar var. Ne var ki güven sorunu nedeni ile Türkiye de son elli yıldır tasarrufların bir kısmı dışarıya gidiyor. Dahası siyasi iktidarların işi tasarruf ve kaynak yaratmaktır. Söz gelimi Güney Kore bunu başardı. İç açık bahanesi kötü yönetimlerin uydurmasıdır.
Öte yandan dış ticaret açığı için dolaylı yoldan ekonomik gerekçeler bulmak yerine uygulamada ne oluyor? Bakarsak, 2003 yılından 2019 sonuna kadar boşu boşuna 574,5 milyar dolar cari açık ve 822,8 milyar dolar dış ticaret açığı vermiş olduğumuzu anlayacağız.
2019 yılını örnek alalım… 2019 yılında toplam dış ticaret açığımız 31,2 milyar dolar olmuş. Avrupa ile olan dış ticaretimizden 13,8 milyar dolar fazla vermişiz. Rusya'ya karşı 18,7 ve Çin'e karşı 15,9 milyar dolar dış ticaret açığı vermişiz. 2019 da, bu iki ülkeye karşı vermiş olduğumuz dış ticaret açığımız 34,6 milyar dolardır ve toplam dış ticaret açığımızdan daha fazladır.
Bu sene pandemi nedeni ile Avrupa'da talep daraldı. Dünyada ticaret hacmi daraldı. Her ne hal ise bizim Rusya ve Çin'den ithalat talebimiz aynı oranda daralmadı. Ocak-Mayıs beş ayda dış ticaret açığımızın üçte ikisini yine bu iki ülkeye verdik. Rusya ile tartışmalı bir doğalgaz bağlantısı var. Fiyatın yüksek olduğunu açıklayan uzmanlar var. Düzeltilmesi gerekir. Çin'e karşı verdiğimiz dış ticaret açığının hiçbir gerekçesi yoktur. Zira sık söylediğim gibi bu ülkeden teknoloji almıyoruz. İncik -boncuk alıyoruz. Üstelik kalitesiz ve dayanıksız.