Bu bütçelerle buraya kadar
2001 yılı krizinde , İMF ile stand -by düzenlemesi yapıldı. Bu stand-by gereği üç yıllık ''Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı'' hazırlandı...
Bu programda ''Kamu finansman dengesini bir daha bozulmayacak bir biçimde güçlendirmeyi'' ve aynı zamanda ''Kamuda kaynak tahsisi sürecinde şeffaflık ve hesap verilebilirliğin sağlanması, rasyonel olmayan müdahalelerin bir daha geri dönüş olmayacak şekilde önlenmesi, iyi yönetişimin ve yolsuzlukla mücadelenin güçlendirilmesi'' hedef alınmıştı.
Bütçede gelir-gider dengesi sağlandı. Adına mali disiplin denildi. Kamuda şeffaflık ve kaynakların etkin kullanılması ise kulak ardı edildi.
Gerçekten de Son on beş yıldır bütçe politikası uygulanmıyor. Yalnızca bütçe açığının düşürülmesi ''mali disiplin'' olarak lanse ediliyor.
Gerçekte bütçede gelir- gideri eşitlemek , bir sınıra kadar önemli değildir. Özel sektörden bir örnek vereyim. Bir şirket satışları ile elde ettiği gelirin bir kısmını şatafat için harcıyor. Yeterli ve gerekli yatırımları yapmıyor. Teknoloji geliştirmiyor. Ancak gelir- gider açığı da vermiyor. Böyle bir işletmede Zamanla yatırım yapılmadığı için , kaynaklar etkin kullanılmadığı için, işletmenin verimi düşecek , üretim daralacak ve firma iflas edecektir.