Gençlerimize sahip çıkamadık
Bundan 15-20 sene öncesine kadar yurt dışında okuyan öğrenciler devletten burslu olanlar veya zengin çocukları idi. Bugün parası olmayanlarda çocuğunu dışarıda okutmak için veya Türkiye de yabancı...
Bundan 15-20 sene öncesine kadar yurt dışında okuyan öğrenciler devletten burslu olanlar veya zengin çocukları idi. Bugün parası olmayanlarda çocuğunu dışarıda okutmak için veya Türkiye de yabancı bir liseye vermek için evini satıp kiraya çıkıyor. Bunun nedeni, eğitim politikasının tamamıyla din motifli olmasıdır. Çoğu aile çocuğunu imam hatip okullarına vermek istemiyor, gençlerde gitmek istemiyor.
İster Türkiye'de ister dışarıda yüksek öğrenim yapmış olsun, üç gençten ikisi yurt dışında çalışmak istiyor. Sosyal Demokrasi Vakfı'nın 19 Mayıs Gençlik Araştırması Raporu'na göre, Türkiye'deki gençlerin yüzde 62.5 yurt dışında yaşamak istiyor.
Yine; Yeditepe Üniversitesi ve MAK Danışmanlık iş birliği ile yapılan 'Gençlik Araştırması'nın sonuçlarına göre; 18-29 yaş grubu arasında gençlerin yüzde 76'sı daha iyi bir gelecek için yurt dışında yaşamak istiyor.
Gençleri hangi yaşta olurlarsa olsun başka ülkelere kaptırmak, Türkiye'nin dinamizmini düşürüyor. Hele hele önce eğitip uzman yapıp sonra kaybetmenin (beyin göçü) topluma maliyeti daha yüksek oluyor.
Vasıflı iş gücü yetiştirmek için her ülke büyük kaynaklar ayırır. Bir ülkenin yetiştiği vasıflı insanlar, gençler, bilim adamları, hekim, mühendis, başka ülkeye gidip, orada kalıp çalışmaya başlarsa, bu toplum tarafından katlanılan maliyetin atıl kalması demektir. Bu şekilde vasıflı işgücünün göçüne "Beyin göçü (brain drain)" deniliyor.
Göç veren ülkeler gelişmekte olan ülkelerdir. Yani beyin göçü temelde gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş ülkelere yönelik bir kaynak aktarımıdır. Beyin göçünün nedenleri, işsizlik, çalışma ve araştırma imkânları, demokrasi sorunu gibi çeşitli sorunlardır.