Popülizm ve kayırmacılık halktan götürüyor
Popülizm siyasilerin iktidar olabilmek için kaynakların üstünde verdikleri tavizlerdir. Siyasi iktidarların da seçim ve referandum aşamalarında oy toplamak için başvurdukları bir nevi topluma verilen...
Popülizm siyasilerin iktidar olabilmek için kaynakların üstünde verdikleri tavizlerdir. Siyasi iktidarların da seçim ve referandum aşamalarında oy toplamak için başvurdukları bir nevi topluma verilen rüşvetlerdir.
Bu sene 17-20 Ocak tarihleri arasında, İsviçre'nin Davos kentinde
yapılan Dünya Ekonomik Forumu (WEF) öncesinde, 750 dolayında uzmanın katılımı ile bir Küresel Risk Raporu yayınlandı. Bu raporda dünyayı bekleyen en büyük riskin popülizm olduğu vurgulanmaktadır.
Aslında dünyada popülizm öteden beri vardı... Ancak son yıllarda millî ve manevi değerler alabildiğine istismar edilmeye başlandı.
Siyasi popülizmin iki ayağı var:
1- Halkın millî ve manevi duygularını istismara yönelik popülizm, yani milliyetçilik, jingoism (aşırı milliyetçilik), ırkçılık, köktendincilik gibi toplumun millî ve manevi değerlerini okşamak ve istismar etmek, şeklindeki popülizm;
2- Siyasi amaçlı, kaynak dağılımında etkinliği gözetmeden devlet imkanlarını (kadro ve bütçe) geçici veya sürekli kullanarak yapılan popülizm.
Siyasette millî ve manevi duygular, demokraside iktidar olabilmek veya iktidarı devam ettirebilmek için, otokraside ise halkın tepkilerini azaltabilmek için yapılır.
Popülizmin bir toplum nereye götüreceği, en iyi Venezuela örneğinde görülmüştür.
Venezuela otokrasi içinde bir popülizm yaşadı... Yaşıyor. Venezuela da Hugo Chavez 1998'de başkan seçildi. Halka gıda kolileri dağıttı. Popülizm uğruna kamu kaynaklarını hesapsızca harcadı. Halk onu dağıttığı sürece seviyordu. Halkın bu zafiyetini kullandı ve Anayasayı değiştirdi. Muhalefeti ve basını susturdu. Dikta yönetimi nedeniyle 1.5 milyon aydın ülkeden kaçtı.
Yerine gelen yardımcısı Maduro, şaibeli bir seçim sonrası başkan olunca, yargıyı tamamıyla kontrolüne aldı. Toplum ikiye bölündü. Resmi olmayan rakamlara göre tepki için sokaklara dökülen halktan 3000 kişi hükümet güçleri tarafından öldürüldü.
Maduro ayrıca kendisinin başkanlığına tepki gösterenlere konuşma yasağı kanununu meclisten geçirdi. Yandaş medya oluşturdu. 20 milyon kişiye 120 ton gıda kolisi dağıttı. 2015'te parlamento seçimlerinde Maduro kaybetti. Erken seçim için Anayasal süreç başlatıldı ve fakat Maduro gerek Meclis kararını ve gerekse halkın topladığı 4 milyon imzayı reddetti.