Seçimde adı var... Yönetimde yeri yok...
Çıldır nüfusunun büyük çoğunluğu terekemedir. Terekeme sözünün anlamı Ebul gazi Bahadır Han'ın 1664 yılında yazdığı ''secere-i terakime '' - ''Türklerin Soy ...
Çıldır nüfusunun büyük çoğunluğu terekemedir. Terekeme sözünün anlamı Ebul gazi Bahadır Han'ın 1664 yılında yazdığı ''secere-i terakime '' - ''Türklerin Soy Kütüğü"nden anlaşılabilir.
Terekemeler ürünlerinden vergi olarak alınan Aşar'a kızgınlıklarını şöyle ifade etmişler:
''Ekinde yok... Biçinde yok... Harmanda hazır Osmanlı.''
Seçmen de benzer bir yorumda bulunabilir... ''Ön seçimde yok... Anayasa değişikliği yapılsın mı? yapılmasın mı konusunda akla gelmedi... Oy sandığında var seçmen."
Yani seçmenin seçimde adı var, yönetimde adı hiç yoktur.
Acaba 1980 darbesinin getirdiği, seçim kanunu ve siyasi partiler kanunu değişseydi, halkın siyasete, adayların tespitine tercihleri yansıtılsaydı, Cumhuriyet ve parlamenter sistem bu kadar riske girer miydi?
Aslında bazı AKP'liler, ön seçim olmadığı için atanmayla gelen milletvekillerinin sürü psikolojisiyle hareket ettiğini söylüyor. (Bkz: Taha Akyol'un dünkü yazısı.)
Ön seçim olsaydı milletvekilleri seçmene hesap vermek zorunda kalacaklardı. Parti liderine göre değil, kendi vicdanlarına ve ettikleri yemine göre hareket edeceklerdi. Kendine güvenen milletvekilleri, anayasaya ve kanunlara aykırı olarak ve bir daha aday olabilmek için, gizli vermeleri gereken oylarını açık açık, göstere göstere vermek ihtiyacında olmayacaklardı. Rejim değişikliği kararını vicdanlarında daha hür bir şekilde analiz edebileceklerdi.
Elbette bu söylediklerim yalnızca tercihleri kamuoyunda tartışılan milletvekillerini kapsıyor.
Siyasi parti liderleri ve Cumhurbaşkanı da, doğrudan veya dolaylı olarak, Bahçeli'nin dile getirdiği erken seçimi, anayasa oylamasında milletvekilleri için kullandılar... Böyle olduğunu Deniz Baykal'ın Meclis'teki tepkisi de gösteriyor. Baykal grup adına konuşmasında, Bahçeli'nin erken seçim sözlerine cevap verdi:
"Tehdit ve şantajın alenileştiği bir ortama geldik. Erken seçimle ilgili söylemek istediğim şudur; bu bir tehdit ise yakışıksız. Eğer bu tespit ise zamansızdır. Bu tehdidi de Meclis'teki hiçbir milletvekiline yakıştıramam. Böyle bir tehdidi buradaki her bir milletvekiline yöneltilmiş hakaret sayarım. 19-20 yaşındaki gençlerin bu iktidarın Suriye'deki hataları sebebiyle El-Bab'da şehit olmaya koştuğu ortamda erken seçim tehdidiyle sonuç almaya çalışanları kınıyorum. Bir zamanlar PKK'lılara karşı Gabar Dağı'nda şehit olan gençlerimizin cesareti, vatanseverliği karşısında 90 yıllık Cumhuriyeti tehlikeye atacak, buna boyun eğecek vekil varsa onu da kınıyorum. Böyle bir milletvekili varsa o milletvekiline de yazıklar olsun, o meclise de yazıklar olsun."