Sonunda kazanan hep demokrasidir
Dünya adalet projesi, hukukun üstünlüğü endeksinde, 2014 yılında 99 ülke içinde orta sıralarda 59. sıradaydık. Her yıl sıra kaybettik ve sonunda 2017 yılı endeksinde 113 ülke arasında 101. sıraya...
Dünya adalet projesi, hukukun üstünlüğü endeksinde, 2014 yılında 99 ülke içinde orta sıralarda 59. sıradaydık. Her yıl sıra kaybettik ve sonunda 2017 yılı endeksinde 113 ülke arasında 101. sıraya geriledik.
Freedom House, Dünya Özgürlükler Evi, 1972 yılından beri anketler yaparak ülkeleri siyasi haklar ve sivil özgürlükler açısından değerlendiriyor. Biz 1972 ile 2016 yılları arasında geçen 44 yıl kısmen özgür ülke statüsünde idik. Başkanlık sistemine geçişle birlikte 2017 yılında ''özgür olmayan ülke'' statüsüne geriledik.
Parlamenter sistem, demokrasi içinde etkili bir sistemdir demokrasi düzeni 1980 darbesi anarşiyi bahane ederek siyasi haklar ve sivil özgürlüklere sınır getirdi. Partileri kapattı. Gençleri siyaset dışında tuttu. En önemlisi de ön seçim mecburiyetini kaldırdı.
Siyasi partiler eğer isterlerse ön seçim yapacaklardı. Ne yazık ki, partiyi ele geçirenler bir daha önseçim yapmadılar. Demokrasi birkaç parti liderinin elinde kartelleşti. Halkın siyasi sürece katılması engellendi ve demokrasi topal demokrasiye döndü.
Siyaset, sürekli gelir kapısı olan bir meslek haline geldi. Böyle bir süreç, Almanyada Hitler öncesinde yaşandı.
Carl Schmitt, ''Parlamenter Demokrasinin krizi'' kitabının 1926 baskılı önsözünde, "Bazı ülkelerde parlamentarizm , bütün kamusal işlerin, partilerin ve yandaşlarının ganimet ve taviz konusu haline dönüşmesi ve siyasetin seçkinlerin işi olmaktan uzaklaşarak hayli hor görülen bir sınıfa mensup insanların bir hayli hor görülen bir mesleği haline gelmesi gibi bir durum yaratmıştır.'' diyor.