Başarı Hikayesi nerede?
Yönetimi tek bir elde toplayacak olan sistem değişikliği referandumda oylanacak ve en geç iki yıl içinde de seçime gidilecek. Referandumda tasarının geçmesi yeterli değil, asıl müstakbel...
Yönetimi tek bir elde toplayacak olan sistem değişikliği referandumda oylanacak ve en geç iki yıl içinde de seçime gidilecek. Referandumda tasarının geçmesi yeterli değil, asıl müstakbel cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmak lazım. Aksi halde müthiş bir yetki yoğunlaşmasını AK Parti kendi eliyle rakiplerine vermiş olacak. Ancak hem referandumu hem seçimi kazanmak hiç de kolay değil. Eğer muhafazakâr kimliğe sıkışılırsa başarılı olunamaz. Ayrıca bu şekilde kazanıldığı takdirde ülke yönetiminde çok zorlanılır. Ayrışma ve gerilim artar, her eksik veya yanlış doğrudan Erdoğan’ın üzerine yıkılır, iktidarın insicamı bozulur ve kamusal düzenin ilmikleri atar.
***
Eğer bilinçli olarak uzun vadeli bir kavga ortamından ve otoriterleşen bir siyaset alanından medet umulmuyorsa AK Parti’nin önümüzdeki dönemi yönetebileceğini göstermesi gerekiyor. Bu da bir başarı hikâyesine muhtaç olduğunu ima ediyor. Aslında başarının sosyal ve kültürel zemini mevcut… Orta sınıfın büyüdüğü, küresel adaptasyon yeteneğinin geliştiği, gündelik hayatın belirleyiciliğinin arttığı, bireyselleşme ve sekülerleşmenin yerleşik eğilimler haline geldiği bir ülkeyiz. Eğer katılımcılığa ve özgürlükçü bir yönetime açıksak başarılı olmak eskiye nazaran daha kolay. Öte yandan eğer kimlik tahkimi, gizli fütuhatçılık, latent oksidentalizm türünden hastalıkları aşamazsak işimiz zor… Çünkü popülizm ve hamaset “karın
doyurmuyor”.