FETÖ üzerinden kimlik çapası
Gülen cemaati iç yapılanmasının hiyerarşik bir terör örgütüne dönüşmesi İslami muhafazakârlar için büyük bir travma. Hemen herkesin bir yakını, tanıdığı veya dostu cemaat...
Gülen cemaati iç yapılanmasının hiyerarşik bir terör örgütüne dönüşmesi İslami muhafazakârlar için büyük bir travma. Hemen herkesin bir yakını, tanıdığı veya dostu cemaat üyesiydi ve şimdi her birinin darbe girişimi ile ne derece ilintili olduğuna, olayı önceden bilip bilmediğine dair kuşkular yaşanıyor. Öte yandan ‘FETÖ ile mücadele’ kendi içinde ayrı bir travmaya dönüşmüş gözüküyor. Çünkü işin asıl örgütleyici failleri yakalanamamış ve AK Parti bünyesine sızan uzantılar ile bir yüzleşme yaşanmamışken, on binlerce insan sırf bir banka hesabı veya farkında bile olmadığı bir telefon uygulaması nedeniyle tutuklanabiliyor… *** Bu iki yönlü travmanın etkisi gelecekte de sürecek. Yüzleşme olmadıkça da ‘FETÖ ile mücadele’ sonuçlanmayan ve durdurulmasından korkulan bir süreç haline gelecek. Birikmekte olan adaletsiz uygulamaların ceremesinden çekinilecek ve hesap sormamış olanlardan hesap sorulması aşamasına gelinmekten kaçınılacak. Bunların ötesinde durumu karmaşıklaştıran bir etken var: FETÖ temizliğini asıl isteyenler MHP ve ulusalcılar, çünkü onların boşalttığı yerlere geliyorlar. Hükümet ise yargı zihniyetini doğru yönlendiremediği ölçüde, kucağında bulduğu emri vaki gelişmelere sahip çıkmak zorunda kalabiliyor. Travmanın yansımalarını AK Parti’yi militanca savunma derdinde olanlarda gözlemliyoruz. FETÖ ile mücadeleye hakkaniyet ilkesi açısından bakamıyorlar, teröristlerle cemaat çevresine dahil olmuş kişileri birbirinden ayıramıyorlar, tanımadıkları insanlar hakkında tanıyormuş gibi fikir serdediyor ve onların yüreklerini ya da zihinlerini okumuş gibi yazıp çiziyorlar.