Özgürlük korkusu ve 'millilik'
Küreselleşmeden en çok yararlanacak olanların büyük devletler olduğunu düşünmek ilk bakışta mantıklı gelebilir. Ne de olsa gücün yayılması ve küçükler üzerinde hegemonya kurma...
Küreselleşmeden en çok yararlanacak olanların büyük devletler olduğunu düşünmek ilk bakışta mantıklı gelebilir. Ne de olsa gücün yayılması ve küçükler üzerinde hegemonya kurma kolaylaşıyor. Ne var ki son otuz yılın deneyimi aksi yöndeki dinamiklerin daha güçlü olduğunu ortaya koymakta. Ortadoğu’da gördüğümüz üzere, küresel ortamda karmaşık bir coğrafyayı ‘ehlileştirerek’ yönetmek mümkün olmuyor. Ayrıca o karmaşık coğrafyadan çıkan birileri büyük güçlerin korunmuş dünyasını kolayca bozabiliyor.
Küçüklere avantajlar sağlayan bu yeni düzeni sadece çatışma ve savaş üzerinden okumak geleceği öngörmek açısından çok kısır kalır. Çünkü küçük ülkelerin önünde bugün barış ve istikrar sayesinde açılabilecek geniş ufuklar var. Günümüzün en handikaplı ülkelerinden biri olan Ermenistan bu açıdan ilginç bir örnek. Etrafında neredeyse hiç güvenilir dostu bulunmayan, Rusya’ya aşırı bağımlı, ekonomisi sallanan, nüfus kaybeden, siyasi sistemi oturmamış, demokrasi kültüründe zaaflar taşıyan bir toplum…
Ancak dünya genelinde sadece 16 adet olan UWC (United World Colleges- Birleşik Dünya Kolejleri) okullarından biri Ermenistan’ın Dilijan kasabasında. Lisenin son iki yılını kapsayan ve öğrencilerin kendi öğrenimlerini ‘seçerek belirleme’ şansına sahip oldukları bu okulda her türlü sanat atölyeleri ve spor salonları var. Halen 73 ülkeden 200 civarı öğrenci barındırıyor ve bunların altısı da Türkiye’den. Bursa’dan, Uşak’tan gitmiş talebe var… Öğrenim dili İngilizce olan okulda öğrenciler akla gelebilecek her türlü sosyal faaliyeti doğrudan örgütlüyor ve hayata geçiriyorlar.