PKK ile MHP aralığında AKP stratejisi
Kürt siyaseti ahlaki üstünlüğü tamamen eline alma noktasındayken, maksimalist hayallerin ve yanlış öngörülerin kurbanı oldu. PKK’nın ateşkesi bitirmek ve devleti savaşa sokmak için sistematik çaba...
Kürt siyaseti ahlaki üstünlüğü tamamen eline alma noktasındayken, maksimalist hayallerin ve yanlış öngörülerin kurbanı oldu. PKK’nın ateşkesi bitirmek ve devleti savaşa sokmak için sistematik çaba harcaması bugün Güneydoğu’da kendisini PKK’ya yakın hissedenleri de rahatsız ediyor. HDP ise bu şokla başa çıkmakta zorlandı. Kendisine hareket alanı açmak üzere, bir yandan AKP’ye çakarak ‘anlamlı bir özne’ olmaya, diğer yandan ‘anlamsız bir özne’ olmamak için PKK ile ters düşmemeye çalışıyor. Bu ‘oynaklık’ hali açıkça yalan söylemeye kadar vardı… HDP’nin önümüzdeki seçimde ne kadar oy alacağının artık pek bir hükmü yok. Çünkü bu partinin sorunu nicelik değil nitelik… HDP bu kısa süreçte saygınlığını ve muhatap alınma özelliğini maalesef büyük çapta yitirdi.
Kürt siyasetinin gerçekleri çarpıtan propagandist dili toplumun geri kalanında tepki ve mesafe yaratmış durumda. MHP söz konusu tepkinin bir kırılmaya dönüşmesi için elinden geleni yapıyor. Böylece AKP’nin çözüm konusunda yalnızlaşacağı ve milliyetçi cenahtan devşirilmiş orta sınıf oylarını kaybedeceği umuluyor. Soru AKP’nin bu duruma nasıl bir strateji ile yanıt vereceğidir. Çözümü ilerleterek mi, derin dondurucuya kaldırarak mı? Acaba kaybedilen Kürt ve demokrat oyların mı, yoksa milliyetçi/devletçi refleksi taşıyan kesimlerin oylarının mı peşinden gidilmeli?
AKP karşıtı olan bazı kamuoyu araştırma şirketleri beklenen ‘bulguları’ servis etmeye başladılar. Buna göre Kürt oylar artık bir daha geri gelmezmiş. Oysa MHP seçmeninin önemli bir bölümü partisinden memnun değilmiş… Bu iki tespit de tümüyle yanlış değil. Ama tümüyle doğru da değil. Çünkü esas mesele AKP’nin ne yaparak veya ne önererek şu veya bu ilave oyu almaya çalışacağıdır.