Sevenlerin kestiği ceza

Türkiye toplumunun ve Batı dünyasının bir bölümü bir süreden beri AKP gerçekliğiyle bağlarını koparttı. Hayallerinde bir AKP yaratıp oradan hareketle öngörülerde bulundular. Bu dalganın dinmesi...

Türkiye toplumunun ve Batı dünyasının bir bölümü bir süreden beri AKP gerçekliğiyle bağlarını koparttı. Hayallerinde bir AKP yaratıp oradan hareketle öngörülerde bulundular. Bu dalganın dinmesi biraz daha alacak. Çünkü AKP’yi yorumlama modellerinin bu hareketi anlamaktan aciz kaldığını idrak etmek ve kabullenmek kolay olmayabilir. İşin ilginç yanı söz konusu yüzeysel yaklaşımın bir ‘iyi’ AKP de yaratması. 2002-7 arası böyle adlandırılıyor ve bu sayede sonraki dönem ‘kötü’ AKP haline getirilebiliyor. Oysa son on üç yılın iktidarı karşılaştığı tehdit yapısını ve siyasetin tanıdığı reform imkânını birbirine koşut şekilde, birlikte değerlendirerek strateji çizdi. Her dönemde reformcu oldu ama yine her dönemde otoriter müdahalelerden de kaçınmadı. Ancak son yıllarda koşulların sıkıştırmasıyla doğal refleksler daha müdahaleci olmayı teşvik etti ve AKP de kendisini bu reflekslerin peşinden giderken buldu. 

Bu tutum eleştirilebilir ve eleştirilmelidir. AKP gibi bir partinin ortak aklını daha verimli kılması, bu aklı derinleştirecek toplumsal bağları kurması beklenirdi. Ancak fazla özgüven kurumsal tepkiyi kolaycılığa yöneltti. Ayrıca AKP’nin kolay bulunmayacak ilave bir avantajı vardı: Bir tarihsel dönemin kapanmak üzere olması, o dönemin partilerini de paralize etmiş ve toplum nezdinde anlamsızlaştırmıştı. Dolayısıyla uzunca bir süre AKP’nin ‘doğruları’ övgü alırken, ‘yanlışları’ üzerinde çok durulmadı ve parti bunların bedelini ödemedi. 
Zamanın ruhu hâlâ olduğu üzere AKP’den yanaydı… Üstelik ortada partiye yönelik açık tehditler vardı ve toplum bunu görmekteydi. Dolayısıyla genişleyen seçmen tabanı AKP’nin sertliğe meyleden tepkilerini üslup olarak onaylamasa bile, özünde haklı ve meşru buldu. Sorun şu ki, AKP de bu duruma alıştı. Hep böyle olacak sanıldı… 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Şu malum ‘bilge kral’ meselesi 24 Haziran 2018 | 5.336 Okunma Yeni bir nefes için… 22 Haziran 2018 | 2.665 Okunma Halledilemeyen bir travma olarak... 21 Haziran 2018 | 1.456 Okunma Büyüme fetişi 19 Haziran 2018 | 1.287 Okunma Dönüşü gözükmeyen yolda… 17 Haziran 2018 | 6.192 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar