Çanakkale Geçilmez ama 1915 Çanakkale Köprüsü'nden geçilir!
Star Gazetesi Yazarı Fadime Özkan'ın bugünkü (19.03.2022)''Çanakkale Geçilmez ama 1915 Çanakkale Köprüsü'nden geçilir!'' başlıklı yazısı.
Yazımı yazmak için bilgisayar başına geçtiğimde ilkokul ikinci sınıfa giden kızım da masasında ödeviyle meşguldü.
Çanakkale Zaferini anlatan bir resim çizin, demiş öğretmeni.
Gururla "Çanakkale Geçilmez" yazdı önce sayfanın alnına. Kırmızıya boyadı.
Sonra dalgalanan bayrağı, kahraman askerleri, koca topu sırtlamış Seyit Onbaşı'yı, Zafer Anıtını çizdi.
Bu arada Çanakkale Savaşı ne demektir, askerlerimiz vatanımızı korumak için nasıl savaşmış, ne fedakarlıklar yapmış, lise öğrencileri savaşa neden gitmiş, Seyit Onbaşı burnundan kan gelmesine rağmen neyi başarmış heyecanla, gururla, inançla anlatıyor.
Televizyonu açtık sonra, 1915 Çanakkale Köprüsü'nün açılış törenini izledik.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 129 yıl sonra vatanına getirilen Osmanlı Sancağını öpüp Milli Savunma Bakanı Akar'a teslim ederken ben de kızıma Osmanlı Devleti'nin de bizim devletimiz olduğunu, iki bin yıllık devlet geleneğimiz olduğunu, Çanakkale'de o kahramanlıkları yapan askerlerin Osmanlı askerleri olduğunu, devletlerin sürekli, milletlerin nesilden nesle devam ettiğini, ülkemizi koruma, güçlendirme, güzelleştirme sırasının şimdi bizde olduğunu anlattım.
Çanakkale Köprüsü bu yüzden anlamlı ve önemli, deyince duygulandı, gururlandı, sorular sorarak daha fazla şey öğrenmek istedi. Sorumlu hissetti kendini.
Sonra yeniden oturdu masa başına.
Kırmızı rengiyle boğazın iki yakasını tutan 1915 Çanakkale Köprüsü'nü çiziyor şimdi.
Atalarımızdan devraldığımız, çocuklarımıza aktaracağımız en büyük nasihat, en kıymetli miras Çanakkale Zaferi.
Çanakkale deyince burnu sızlamayan, göğsü kabarmayan bizden değildir.
Dün Çanakkale'de ne yaşandığını anlamayanın bugün coğrafyamızda ve topraklarımızda ne yaşandığını, Türkiye'nin neden güçlü ve dirayetli olmak zorunda olduğunu anlaması mümkün değil.
Nitekim anlamadıklarını da görüyoruz.