Enkaz başında propaganda
Can kurtarma derdinde olanların kolayca koordine olduğu olaylarda klavye başındakiler özgürce ayrışıyor, hırlaşıyor, algı çarpıtmaya kalkışıyor.
Merkezi Ege açıkları olan ama İzmir’de 17 binayı yıkan depremin ardından Türkiye’de her şeyin yerli yerinde olduğunu görmek çok acı vericiydi.
Deprem, sel, çığ gibi doğal afetler, terör saldırıları yahut teröre karşı mücadele operasyonları toplumun hemen tamamını birleştiriyor, aynı duyguda aynı duada ortaklaştırıyor.
Ama illa birileri çıkıyor, o birliği dağıtacak bir çiğlik, bir fırsatçılık yapıyor.
Van depreminde HDP eliyle yapılan düşmanca muhalefet 2020 kışında yaşanan Elazığ depreminde ve Van Bahçesaray çığ felaketinde olduğu gibi İzmir depremi sonrasında da CHP eliyle yapıldı.
Hayati tehlikenin, kayıpların korkuların olduğu yerde siyasetin yeri olmaz, olamaz, kalbi kırılanlar bunu asla affetmez.
***
Nitekim yine öyle oldu.
Hala enkaz altında çocuklar, kadınlar erkekler vardı; tüm Türkiye duaya durmuştu; ülkenin dört yanından gelen arama kurtarma ekipleri AFAD koordinasyonunda dönüşümlü olarak çalışıyor, mümkün olan en hızlı şekilde kazdıkları kuyulardan canlar çıkarıyorlardı.