Moro barışında Türkiye üçüncü taraf
Birbirimizi öldürerek daha fazla devam edemezdik. Barışmak zorundaydık”. On günü bulan kapsamlı Filipinler gezimizde en fazla duyduğumuz cümle bu oldu. Barışın tesisindeki kararlılığı...
Birbirimizi öldürerek daha fazla devam edemezdik. Barışmak zorundaydık”. On günü bulan kapsamlı Filipinler gezimizde en fazla duyduğumuz cümle bu oldu. Barışın tesisindeki kararlılığı “düşmanı” tarafından da takdir edilen Başkan Aguino’nun adamları, Filipinler Hükümet yetkilileri, Moro İslami Kurtuluş Cephesi (MIKC) ve Filipinler Ordusu komutanları hep aynı şeyi söylediler.
“Savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmaz” düşüncesine ne yazık ki yüz yirmi bin insan öldükten sonra varabilmişler.
Gerçi “terör” 1970’lerin başında başladıktan kısa süre sonra barış görüşmeleri de başlamış ve ilk anlaşma 1974’te yapılmış ama her seferinde bir şekilde başa dönülmüş. Çatışmayı bitirecek adil bir anlaşmaya varamamak, anlaşma aşamasında başlayan saldırılar, anlaşmanın uygulanamaması ya da yasanın geri dönmesi gibi sebeplerle ölmeye-öldürmeye devam etmişler.
Şu an durum şöyle Filipinler’de: Barış anlaşması Bangsamoro Temel Yasası adıyla metne dökülmüş, Temsilciler Meclisi’nin onayı bekleniyor. Tatile çıkan Meclis’in tutumunun kestirilememesi nedeniyle gergin bir bekleyiş var. Taraflar tekrar savaşmak istemiyor ama “barışın hayata geçirilememesi halinde ne yaparız bilmiyoruz” diye başlayan cümleyi “mücadeleye devam”la bitiriyorlar buruk bir ifadeyle.
Barışmanın, yeni hayatı kurmanın zor ama gerekli ve güzel olduğu gerçeği öyle kristalize olmuş ki Filipinler’de, insan imrenmekten ve “ya bir terslik olursa” diye onlar için endişe etmekten alıkoyamıyor kendini.