24 Haziran seçimlerinden neler öğrendik?
Seçim sonuçları vatana millete hayırlar getirsin. En temel meselemiz, belirsizliklerle dolu bu küresel ortamda, ateşi giderek yükselen bu zor coğrafyada Türkiye'nin ayakta kalabilmesi ve önüne çıkan fırsatları...
Seçim sonuçları vatana millete hayırlar getirsin. En temel meselemiz, belirsizliklerle dolu bu küresel ortamda, ateşi giderek yükselen bu zor coğrafyada Türkiye'nin ayakta kalabilmesi ve önüne çıkan fırsatları değerlendirip büyüyebilmesidir.
Bunun için de her şeyden önce ihtiyacımız güçlü bir siyasi liderlik, siyasi istikrar ve iddialı bir siyasi vizyon. Bu seçim sonuçları bize bu imkânı veriyor. Bu sonuçlar bu ülkede Erdoğan karşıtlığının siyasi bir başarı elde etmeye yetmediğini, rakiplerinin Erdoğan'ın siyasi vizyonunun çok ama çok gerisinde kaldığını tescil etmiştir.
Bu seçimlerin Cumhurbaşkanı Erdoğan için anlamı belliydi. Ülke yönetimini demokratik yolla elde etmek için başarılması gereken bir sınav. O yüzden ülkenin beka meselesine dikkat çekti, yeni sistem için tasarladığı yönetim modelini anlattı, projelerini, vaatlerini seçmenle paylaştı. Peki ya İnce için? Yahut Kılıçdaroğlu için? Onlar için 24 Haziran seçimleri CHP'de iktidarı ele geçirme aracıydı. İnce de Kılıçdaroğlu da her şeyden önce CHP başkanlık koltuğu için yarıştı. Onlar açısından bu sonuç ne ifade eder? Partinin başkanı değişir mi? Yoksa CHP bölünür mü? Neden olmasın?
Kısmen 7 Haziran seçimleri sonrasında da...
Erdoğan düşmanlığı olarak görülen bu nefret aslında Erdoğan'a destek olan bütün vatandaşlara dönük bir nefret. Öyle ki bu seçim öncesinde bu nefreti kendi aile bireylerine yöneltenleri ve bunu ifade edenleri de gördük.
Mesela biri demiş ki "annem oy veremiyor artık gidemiyor şükür yoksa akpye veriyordu kepez karı. merdivenlerden itmek istedim gidemesin diye, bir kere de giden arabadan kapıyı açıp tekmeleyip attığımı hayal ettim..." Rehabilite edilmeliler. Nasıl, bilmiyorum ama bu iş de bize düşüyor.
Bu seçimler öncesi Batılı ülkelerin yöneticileri Türkiye siyasetine dair yorum yapmaktan çekindi. Öyle zannediyorum ki böyle bir tutumun Erdoğan'ın işine yarayacağını varsaydılar.
Taktik icabı sustular. Erdoğan'ın ve partisinin ülkelerinde propaganda yapmasına izin vermemeleri de bunun göstergesiydi.
Nitekim Batı medyası da Erdoğan karşıtı tavrını sürdürdü, Şimdi ne olacak? Batılılar bu durumu veri kabul etmek zorunda kalacak.
Gün sonunda Türkiye kazanmış olacak.
Seçimler öncesi Türk ekonomisi üzerinde büyük oyunlar oynandı, ülkeye ağır finansal saldırılarda bulunuldu. Özellikle döviz kurları üzerinden ekonomi krize sokulmaya çalışıldı.
Neyse ki başarılı olamadılar. Bundan böyle işleri daha da zor. Türkiye güçlü bir ekonomi yönetimiyle yoluna devam edecek ve zorlukların üstesinden gelecek.
Biz sevindik. Şükürler olsun...