Türkiye kazananlar safında yerini alacak
Küresel siyasetin nabzı günden güne daha hızlı atıyor. Dünya siyasetindeki belirsizlikler giderek derinleşiyor. Sert mücadelelerin baş göstereceği "yeni bir uluslararası ilişkiler alanı" gün yüzüne...
Küresel siyasetin nabzı günden güne daha hızlı atıyor. Dünya siyasetindeki belirsizlikler giderek derinleşiyor. Sert mücadelelerin baş göstereceği "yeni bir uluslararası ilişkiler alanı" gün yüzüne çıkıyor.
Özellikle yeni Amerikan yönetiminin atacağı adımlar bu süreci doğrudan etkileyecek nitelikte.
Donald Trump pazartesi günü mesaisine resmen başladı. Ve ilk gününde çok tartışılacak bir karara imza attı.
Trump, ABD'yi Trans-Pasifik Ortaklığı'ndan çekme kararı aldı.
***
Bu kararı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın uçağında, Tanzanya'dan Mozambik'e doğru yola çıkacakken öğrendik.
Tam da Tanzanya'nın Batılı müesses nizam tarafından yıllarca ne şekilde sömürüldüğünü, farklı araçlarla baskılandığını ve en sonunda da bağımlılık tuzağına düşürüldüğünü konuşuyorduk.
Üzerinde durduğumuz esas konu ise Türkiye'nin Batı dünyasının ancak ve ancak zenginliklerini sömürebildiği oranda dikkate aldığı Afrika'ya ve onun ikinci büyük ülkesi Tanzanya'ya "karşılıklı büyüme" perspektifiyle nasıl yaklaştığı idi.
Elbette önümüzde bu "karşılıklı büyüme"yi teşvik eden, istikrarlı, taşların yerine oturduğu bir küresel ortam yok. Yine de belirsizliklerin, kaosun, sert mücadelelerin damgasını vuracağı önümüzdeki dönemde güçlü liderlikle yönetilen, açık ve net davranabilen, kararlı politikalar uygulayabilen ülkelerin kazançlı çıkma ihtimali çok yüksek.
Türkiye bunun farkında ve yükselen bir güç olarak kendi hinterlandını oluşturmaya, karşılıklı büyüme perspektifiyle dostlarını artırmaya çalışıyor. Türkiye bir yandan dünyadan esen sert rüzgârlara karşı kendisini korumaya uğraşırken, öte yandan önüne yeni hedefler koyarak büyümek, yeni dengeler kurmak zorunda.
***
Öyle görünüyor ki yeni dönemde Trump "güçlü bir liderlik"le ve "sert politikalar"la ABD'nin yaşadığını düşündüğü sıkışmışlığı aşmaya çabalayacak.