Adalet, hikmet, cesaret ve iffet
Adaletin hukuki, ahlaki, siyasi, felsefi pek çok yönü vardır. Adalet evrensel bir değerdir. Olmasa da olur diyen bir akıllı çıkmaz. O halde adalet duygusu fıtridir, yani ilahidir. Ahlakın evrensel değerleri de böyledir....
Adaletin hukuki, ahlaki, siyasi, felsefi pek çok yönü vardır. Adalet evrensel bir değerdir. Olmasa da olur diyen bir akıllı çıkmaz. O halde adalet duygusu fıtridir, yani ilahidir. Ahlakın evrensel değerleri de böyledir. Sözünde durmanın bir değer olduğunu kabul etmeyen bir millet yoktur. O halde bunlar insanın hamuruna yaradılıştan konmuş değerlerdir. Ve adalet deyince herkes ondan bir şeyler anlar. Ama sıra adaletin gerçekleştirilmesine gelince görüşler ve uygulamalar değişir. O halde bunun temel esasları da o değeri insanın içine koyandan alınması, O’ndan öğrenilmesi gerekmez mi?
Adaletin çeşitlerinden önce felsefi yönüyle ilgili birkaç kelam daha edelim.
Felsefi anlamda Aristo insandaki bütün yeteneklerin en makul çizgide kullanılmasını adalet olarak açıklar. Akıl, öfke ve şehvet insandaki en temel güçler ve güdülerdir. Bunların her birinin ifrat ve tefrit olarak iki aşırı ucu vardır ve adalet işte bu güçlerin orta noktasındaki çizgidir der.
İslam düşünürleri de bunu ondan alıp açarlar ve şöyle derler:
Aklın iki aşırı ucundan biri hilekârlığa varan kurnazlık ve ileri zekâdır ki, buna cerbeze denir, şeytanlığa varan bir doğruyu yanlış yanlışı doğru gösterme becerisidir. Aklın diğer aşırı ucu, kârını ve zararını dahi bilemeyecek kadar anlayışsız, ahmak ve ebleh olmaktır. Bu iki aşırı ucun ortası hikmettir, yani eşyanın hakikatini olduğu gibi görebilmektir. Adalet çizgisinin bir parçası budur.
İnsanın kendini ve değerlerini koruması ve savunması için onun fıtratına, mayasına, konan öfke/gazap yeteneğinin de böyle iki aşırı ucu vardır. Eksik aşırı ucu ödlekliktir, ödlek insan hiç korkulmayacak şeylerden bile korkar, hiçbir değeri ve hakikati koruyup savunamaz. Fazla aşırı ucu, korkulacak şeylerden bile korkmamaktır. Tabii olarak bu, Allah’tan da korkmamayı sonuç verdiği için çok tehlikeli bir aşırılıktır. Adaletin en büyük tahripçisi ve her türlü zulüm ve işkencenin, haksızlıkların sebebi budur. Ortası ise cesarettir. Bu çizgideki insan Allah’ın ona bahşettiği değerleri korumak için gerekirse canını bile vermekten çekinmez, ama kimsenin hukukuna tecavüz etmez, haksız yere kimse ondan korkmaz, o ise karıncayı dahi öldürmekten korkar. Cesaret olmadan ayakta durmak mümkün olmadığı gibi, adaletin tesisi de mümkün değildir.