Allah’ım, dualarımız kabulü hak etmiyor ama, duadan başka da yapacağımız bir şey yok
Gazzalî’nin dediği gibi, imkân dairesinde var olandan daha güzeli olamaz, biliyoruz
Bu bayram günü bir şeyler yazmak içimden gelmiyor.
Milletçe, ümmetçe, hatta insanlıkça buruk bir bayram yaşıyoruz.
Söz bitti, edebiyat bitti, hamaset bitti. Ne diyeceğimizi bilemiyoruz.
Duaların da kabul buyrulma şartları vardır, ilk şartın insanın önce kendi sözünde durması ve ahdini yerine getirmesi olduğunu biliyoruz. Allah’ım, ‘Siz ahdinizi yerine getirin ki, ben de ahdimi yerine getireyim’ buyuruyorsun. Biz ahdimizi yerine getirmedik. Yine de dualarımızın kabulünü istiyoruz. Aslında bundan utanmalıyız, ama utanmayı da beceremiyoruz. Resulüllah (sa) ‘Bütün peygamberlerin dile getirdiği bir gerçektir ki, utanmıyorsanız istediğinizi yapabilirsiniz’ buyuruyor. Biz de canımızın her istediğini yapmaya devam ediyoruz. Demek ki, gerçekten utanmıyoruz.
Bu halimizle bile Ya Rab, yine senden istemekten başka çaremiz yok.
Akif’in yüz yıl önce söylediklerinde fazla bir şey değişmedi:
O, ‘içimizdeki beyinsizler.......