Hızır kimdir?
Bir grup hoca arkadaşla yirmi beş yıl sürdürdüğümüz Kuranıkerim derslerimizi bir açıklamalı meale dönüştürüp, mevcut meallerin pek çoğu için söz konusu edilen olumsuzlukları...
Bir grup hoca arkadaşla yirmi beş yıl sürdürdüğümüz Kuranıkerim derslerimizi bir açıklamalı meale dönüştürüp, mevcut meallerin pek çoğu için söz konusu edilen olumsuzlukları giderebilir ya da en aza indirebilir miyim diye yıllardır uğraşıyorum. İşi ciddi tutunca bu kadar zor olacağını bilseydim muhtemelen başlamazdım. Ama mademki üç dört yılda yarıyı geçmiş bulunuyorum, dualarınızla ve Allah’ın lütfu ile bitireceğiz inşallah.
Bu çalışmada başarmayı hedeflediğim işlerden biri de Kuranıkerim’de zikredilen tarihi kişileri çok kısa olarak ve sahih bilgilerle tanıtabilmek.
Resulüllah Efendimiz Hûd Suresi beni kocalttı buyurmuştu ya, Kehf Suresi de beni kocalttı. İçerdiği dört kıssanın anlaşılması gerçekten zor bir meseleymiş. Bu kıssaların her biriyle ilgili olarak sonunda vardığımız ortak nokta şu oldu; bunların sadece Kuranıkerim’de anlatılan kadarını ve verdiği mesajı bilelim yeter, kıssalar etrafında oluşturulan edebiyatın teferruatına fazla takılmayalım. Ama bu kıssaların bir gerçekliğinin ve bir arka planının olduğu da açık.
Bu konuda ulaşabildiğim sahih bilgileri okumaya çalıştım. Şimdilik bunlardan sadece biri olan Hızır ile ilgili vardığım sonucu sizin için de özetliyorum.
Bir gün Hz. Musa’ya (sa), senden daha bilgili birisi var mıdır, diye sorulmuş, o da belki biraz nefsini ululayarak, ‘yoktur’ diye cevap vermişti. Bir peygamber için bu kadarı dahi muhtemelen bir hata sayılmış ve Allah ona iki denizin kavuştuğu yerde kendisinden daha âlim bir ‘kulunun’ bulunduğunu söyledi.
Hz. Musa Allah’tan kendisini o kuluna ulaştırmasını istedi. Allah da (cc) ona, bohçasına bir balık koyup yola çıkmasını, balığın kaybolacağı yerde o adamı bulacağını bildirdi. Yanına genç bir yardımcı alıp yola çıktı.