Mümin gassalin önündeki meyyit olabilir mi?
Bir önceki yazımızda tarikata girmek ya da bir şeyhe bağlanmak vacip midir sorusunun cevabını vermiş sayılırız. Farz olan Resulüllah’a ittibadır.
Bir önceki yazımızda tarikata girmek ya da bir şeyhe bağlanmak vacip midir sorusunun cevabını vermiş sayılırız. Farz olan Resulüllah’a ittibadır. Ancak Şeriata zahir ölçüleriyle bağlı bir tarikatta olmanın artıları olabilir. İnsanın ihtiyaçları arasında aidiyet/intima ihtiyacı da vardır. Ancak bu noktada ilk sufilerin yaptığı gibi önce Kitap-Sünnet yani Şeriat ilmi almak, böylece muhtemel hataları görebilme kabiliyetini kazanmak gerekir. Gerçek mürşitler de bunu teşvik ederler. Onlar sanıldığı gibi hata etmeyen varlıklar değildirler. Muhammedü’l-emîn buyurur ki, ‘hepiniz hata eden insanlarsınız, ama hata edenlerin iyisi hatasından dönenlerdir’.
Şunu diyebiliriz; ilmi, ameli ve istikameti tam bir şeyhin, böyle olan herkes gibi hata etme ihtimali, böyle olmayanlara göre daha azdır. Ama hiçbir zaman hata dairesinden çıkamaz, masum ve masûn olmaz. Bu düşünce bize Şia’dan geçmiştir.