Namaz saflarının bireysellikle ne alakası var?
Kullaştıran ve ilahlaştıran bireyselliklerin orta noktasında insana yaraşır gerçek şahsiyet/kişilik vardır demiştik. Bu durumu kendi gözlemlerimle misallendirmek istiyorum.Çocuk eğitimiyle başlayalım. Bizim...
Kullaştıran ve ilahlaştıran bireyselliklerin orta noktasında insana yaraşır gerçek şahsiyet/kişilik vardır demiştik. Bu durumu kendi gözlemlerimle misallendirmek istiyorum.
Çocuk eğitimiyle başlayalım. Bizim geleneksel (İslami değil) kültürümüzde çocuğa fazla söz hakkı tanınmaz. Konuşursa azarlanır. Ona, çocuk susar ve dinler diye telkin edilir. Sonuçta çocuğun kişiliği bastırılır, kendini ifade edemez, pısırık ve utangaç olur. Modern Batı’da ise genellikle bu tefritin zıddından söz edilebilir. Çocuğa aşırı bir özgüven verilir ve herkesten bağımsız, bencillik doğuran bir bireysellik aşılanır. Biraz sonra çocuk annesini babasını ve ailesini dahi tanımaz olur. Aile mefhumu oluşmaz. Oysa sağlam bir şahsiyetin/kişiliğin oluştuğu yer ailedir. Orada bu denli aşırı bireysellik olmamalıdır. Aksi olmalıdır:
Düşünceye saygı, fikir alışverişi, hoş sohbet ailede başlamalıdır. Yemeği beraberce ve sohbet ederek yeme yabancılaştıran bireyselliğin önemli bir engelidir. Herkes bir köşede bir şeyler atıştırıp odasına kapanıyorsa o aile bir İslam ailesi olma özelliklerinden önemli birisini taşımıyor demektir. Sanırım bu konuda asıl görev babanındır. Baba kendi gördüğü baskıyı çocuklarına aktaran, korkulan ve kaçılan birisi olmamalıdır. Çocuklar anne babayla birlikte olmayı bir zevk ve şans olarak görmelidirler. Modern zamanlarda İslam ailesinin asıl derdi budur.
Malezya’da bulunduğum yıllarda Müslüman Malay ailesinin bu konuda bizden çok daha yabancılaşmış olduğunu görmüştüm. Kapı komşumuz bir üniversite hocasıydı, aynı zamanda bir caminin Cuma hatipliğini yapıyordu. Yan...