Nesih ve tarihsellikle, hükmün şartlara bağlı olması arasındaki farkı gösteren ilginç bir ayeti kerime
Önceki bir yazımızda özetle şöyle demiştik: Müslümanlar Allah’ın emri olan ‘güç hazırlamayı’ ve buna bağlı olarak da bilimi, kevnî ayetleri okumayı bırakınca; ikinci olarak da fırkalara, devletçiklere ayrılarak kalan güçlerini de birbirlerine karşı kullanınca üst üste travmalar yaşadılar ve bu travmaların sonucunda uyanmaya başladılar ama artık ne yapacaklarını da bilemiyorlardı.
Bazıları faturayı, bugün de olduğu gibi fıkha, ardından bazıları da hadislere/sünnete kesti ve bunları devreden çıkardılar. Bunun sadra şifa olmadığını gören diğer bazıları ise Kuranıkerim’de de ilerlememizi engelleyen ayetler var. Bunların Allah’ın ayeti olmadığını söyleyemeyeceğimize göre, bunları tarihsel kabul edip, sadece indikleri zamana ve o insanlara hitap ediyor deriz ve meseleyi çözeriz dediler. Oysa bunun bir sınırı yoktu ve nerede duracağı belli değildi. Onun için bu anlayış diğer bazılarına ağır geldi ve tarihsellik diye bir şey yok, o problem teşkil eden ayetleri önceki müfessirler yanlış anlamışlar, onları yeniden yorumlamalıyız.