‘Siz kendinizi değiştirmedikçe Allah sizi değiştirmez’
Yaşadığımız asrı farklı özellikleriyle düşünürsek ona reklam asrı da diyebiliriz. Herkes malını iyi reklam ettiği ölçüde büyüyüp ilerleyebiliyor ya da varlığını...
Yaşadığımız asrı farklı özellikleriyle düşünürsek ona reklam asrı da diyebiliriz. Herkes malını iyi reklam ettiği ölçüde büyüyüp ilerleyebiliyor ya da varlığını sürdürebiliyor.
Düşünceler ve inançlar da öyledir. Ancak kendilerini duyurup tanıttıkları ve beğeni bulabildikleri ölçüde var olurlar. Bu hal evrensel bir kanundur.
İyi bir mümin hem dünya hem ahiret mutluluğuna ermek istediği gibi, diğer insanların da böyle olmasını ister. İslam bize bunu öğretir; kendisi için istediğini kardeşi için de istemeyen gerçek mümin olamaz. O halde tek başına yaşanan bir İslam, tam bir İslam değildir. Bir müminin en temel arzusu nedir? Dünyada Allah’ın rızasını arayarak izzeti, şerefi ve haysiyeti ile yaşamak, öbür alemde de ‘razı olan ve olunan’ bir kul olarak cennete girmek. O halde başkaları umurunda olmadan, kendi halinde İslam’ı yaşadığını zannedenler aldanmış olabilirler. Hem de belki her gün şu mealdeki...