Adalet peşinde koşalım
Türkiye’yi idare edenler, eskiden beri insanlara ekonomik vaadlerde bulunarak iktidarlarını devam ettirmeyi tercih ettiler.Bir yönüyle onlar da haklıydı, çünkü insanlar ‘karın doyurmayan vaadler’e destek vermiyordu....
Türkiye’yi idare edenler, eskiden beri insanlara ekonomik vaadlerde bulunarak iktidarlarını devam ettirmeyi tercih ettiler.
Bir yönüyle onlar da haklıydı, çünkü insanlar ‘karın doyurmayan vaadler’e destek vermiyordu. Neticede siyasetçiler, yanlış olduğunu bile bile ekonomik vaadlerini yarıştırdılar.
Eskiden beri devam eden bu yanlış anlayış, son yıllarda iyice zirve yaptı. İnsanlara ‘hak, hukuk, adalet’ vaad edenler değil, ‘para, pul, arsa, daire, iş’ vaad edenler tercih edildi. Tabiî ki bu anlayış, yıllarca süren yanlış bir eğitimin neticesiydi. Eğitim sistemimiz, ‘önce hürriyet’ anlayışı ile şekillenmiş olsa; insanlar ‘önce para’ diyenleri tercih eder miydi?
Kaderin bir cilvesi olarak ne zaman ki ‘önce ekmek’ denilmiş, o ‘ekmek’ de uzaklaşmış ya da kaybedilmiş. Türkiye’nin ve dünyanın biri bitmeden biri başlayan ‘ekonomik krizler’e sürüklenmesi başka nasıl izah edilebilir? Hürriyetleri geri plana atıp, ‘önce ekmek’ dedikçe millet olarak da kaybetmişiz.
Yine böyle bir tehlike ile karşı karşıyayız. Ekonomi, para, pul, kâr dedikçe o cepheden tokatlar yiyoruz. Ekonomi alanındaki bu musibetler, belki de hak, hukuk ve adaletin önemini anlayıp, “önce hürriyet” diyene kadar devam edecek.