Ateş değil su taşı
Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı büyük darbe musîbetinden en az zararla çıkabilmek için yoğun gayret sarfetmek gerekiyor.Darbecilerin mümkün olan en ağır cezayı alması...
Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı büyük darbe musîbetinden en az zararla çıkabilmek için yoğun gayret sarfetmek gerekiyor.
Darbecilerin mümkün olan en ağır cezayı alması gerektiği tartışmasız bir konu. Öyle adaletli ve hak ettikleri büyük bir ceza olmalı ki bir daha hiç kimse darbe yapmaya teşebbüs edemesin.
Bu tartışmasız gerçek önümüzde durmak şartıyla, hırsla ve kızgınlıkla hareket etmemek gerektiği de unutulmamalı.
Adaletle değil de hırsla hareket edilirse cemiyetin bünyesinde tedavisi zor yaralar açılır.
Darbe sonrası ortaya çıkan görüntüler, darbeye teşebbüs edenlerin insaf ve izandan yoksun olduğunu herkese gösterdi. Maalesef, akla gelmeyen hadiseler yaşandı. Milletin emrinde olan ve olması gereken kişilerin millete silâh doğrultması, daha da ileri gidip yüzlerce cinayet işlemesi akıl alır şey değil. Hele hele helikopterden ateş etmek suretiyle toplu infaz çağrıları tam bir cinnet hali olsa gerek. Zaten aklı başında bir insanın böyle çirkin bir işe tevessül ve teşebbüs etmesi de mümkün değil.
İdarecilerin adım atarken bir değil bin defa düşünmesinde fayda var. Bazı kararların telâfisi zor olur. Cemiyette meydana gelen kırılmaların tamir ve tedavisi kol kırığının tedavisi gibi olmaz. Önemli olan zor ve sıkıntı dönemlerde isabetli adımlar atabilmektir. Hırsla hareket etmek nefislerin hoşuna gidibilir, ama son tahlilde fayda vermez. Türkiye’nin menfaati, birlik ve bareberliğin devam etmesindedir. Yangın vaktinde su taşıyan olmak en iyisidir.