Bin adım sonrayı düşün
Devletler arasındaki ilişkinin ekseriyetle menfaate dayandığı ve ülkeler arasındaki dostukların ve düşmanlıkların şartlara göre değişebileceğine tarih şahittir.Elbette bu ilişkinin menfaate değil de...
Devletler arasındaki ilişkinin ekseriyetle menfaate dayandığı ve ülkeler arasındaki dostukların ve düşmanlıkların şartlara göre değişebileceğine tarih şahittir.
Elbette bu ilişkinin menfaate değil de haklılık ya da haksızlık temeline dayalı olması istenir ama gerçekler farklı.
Ve her fırsatta şunu bilmek icap eder ki aslolan, olması gereken iyi ilişkilerdir. Keşke bütün ülkeler birbiriyle iyi geçince, kavga ve niza olmasa. Keşke dünyanın dört bir köşesi barış içinde yaşasa. Keşke dünyada yaşayan her insan hem tam hürriyete hem de ekmeğe kavuşmuş olsa.
Başka ülkelerin olduğu gibi Türkiye’nin de dünya üzerinde hem dost olduğu ülkeler hen de dost olmadığı ülkeler vardır. Marifet, dost ülkelerin sayısını arttırmak ve buna bağlı olarak dost olmayan ülkelerin sayısını ise azaltmaktır. Maalesef son yıllardaki gelişmeler dost olduğumuz ülkelerin sayısını azalttığı gibi, dost olmayan ülkelerin sayısını da buna bağlı olarak artırıryor. En başta komşularımızla aramızdaki dostluklar bozuldu. Bu noktada haklı olmak da yetmiyor. “Biz haklıyız, komşu ülkeler haksız” demeke de meseleyi izah etmiş olmuyoruz. Önemli olan netice: Komşu olsun ya da olmasın dost ülkelerin sayısını arrtırabildik mi? Bu soruya gönül huzuruyla ‘evet’ cevabını veremiyorsak dış politikada, diplomaside bir sıkıntı var demektir.