Bir yıl mı bin yıl mı?

Türkiye’nin en kalabalık şehri olan İstanbul’un yollarını ve meydanlarını göle çeviren şiddetli yağış sonrası tedbir noktasında neler yapılabileceği tartışılıyor.Belki buna...

Türkiye’nin en kalabalık şehri olan İstanbul’un yollarını ve meydanlarını göle çeviren şiddetli yağış sonrası tedbir noktasında neler yapılabileceği tartışılıyor.
Belki buna tartışma da denilmez. Çünkü memurlar dışında konu ile ilgili bir masa etrafına gelinip çare arandığını henüz duymadık. Gerçek anlamda çare aramak, bu meselenin tartışıldığı ve icabında vatandaşların dahi katılabileceği bir toplantı düzenlemekle mümkün olabilir.

İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu’nun konu ile ilgili değerlendirmesi dikkat çekici: “İstanbul, 2009’da Ayamama Deresi’nin de taşmasıyla büyük sel yaşamıştı. Bu sefer benzer durum olmadı, ama yağış miktarı çok yüksekti. İklim değişiyor, ancak önlemler, çözümler değişmiyor. Küresel ısınma kutuplardaki buzulların erimesinden ibaret değil. Bugün kentsel dönüşümü sadece ‘güçlü binalar inşa etmek’ olarak anlıyoruz. Kentsel dönüşüm ile şehirler muhtemel en üst doğal afetlere dayanıklı olarak inşa edilmeli. Japonlar bin yıllık sel ihtimaline karşı altyapı kurarken, bizde son birkaç yılın ortalamasına göre altyapı kuruluyor. Bir ülkenin kalkınması altyapıdan başlar. Maliyet çok yüksek diye bin yıl çalışacak sistemi kurmayanlar, her yıl tamirata harcadıkları parayla daha büyük harcama yaparlar.” (Yeni Şafak, 19 Temmuz 2017)

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
27 Mayıs hatırası 27 Mayıs 2018 | 153 Okunma Önce aile, hemen eğitim 13 Mayıs 2018 | 131 Okunma Filistin’e sanatla destek 06 Mayıs 2018 | 110 Okunma Türkiye’nin asıl ihtiyacı nedir? 29 Nisan 2018 | 77 Okunma Madem öyle niçin böyle? 22 Nisan 2018 | 119 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar