Çılgınlıktan çıkma zamanı
Düzelmesi ve çözüm bulunması beklenen Suriye meselesinin, git gide daha içinden çıkılmaz bir hal aldığı görülüyor.Bu İslam beldesinde ‘iz’ler o kadar birbirine karışmış durumda ki...
Düzelmesi ve çözüm bulunması beklenen Suriye meselesinin, git gide daha içinden çıkılmaz bir hal aldığı görülüyor.
Bu İslam beldesinde ‘iz’ler o kadar birbirine karışmış durumda ki, ‘iyi’ ile ‘kötü’yü birbirinden tefrik etmek ve ayırabilmek imkânsıza yakın bir hal almış. Şehirler el değiştiriyor, canını kurtarmak isteyenler ‘mülteci’ olmayı göze alıp Suriye’yi terk ediyor ve ülke her geçen gün biraz daha kaosa sürükleniyor.
Komşumuz olması sebebiyle, yaşananlar karşısında ilgisiz kalmamız mümkün değil. Çözüm noktasında elbette yapmamız gerekenler vardır. Ancak bu adımları atarken dünya şartlarını görmezden gelemeyiz. Türkiye’nin yapması gereken çok şey olabilir, ama yapabilecekleri sınırlıdır. Başka bazı meselelerde olduğu gibi bu meselede de “Bir Türk dünyaya bedeldir” anlayışıyla yola çıkılırsa, ağır bedeller ödemek durumunda kalırız. Keskin sirkenin küpüne zarar verdiği akıldan uzak tutulmamalı.
Suriye’deki durumun vehametini ortaya koyan önemli bir tesbit de Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-mun’dan gelmiş. Her fırsatta ifade edildiği üzere, BM gibi kuruluşlardan “önemli tesbit”ler değil, kararlı ve önemli icraatlar beklenir. Buna rağmen Ban Ki-mun’un çağrısının karşılık bulmasını temenni ederiz.