Darbelerin bedeli
Yaşadığımız sıkıntıların temelinde darbeler ve darbeci anlayış olduğunu inkâr etmek mümkün değil.Her ne kadar ‘ilk askerî darbe’ olarak 27 Mayıs 1960’daki kanlı darbeden bahsedilse...
Yaşadığımız sıkıntıların temelinde darbeler ve darbeci anlayış olduğunu inkâr etmek mümkün değil.
Her ne kadar ‘ilk askerî darbe’ olarak 27 Mayıs 1960’daki kanlı darbeden bahsedilse de, milletimiz o tarihden önce de çeşitli darbelere maruz kalmıştır.
“Tek parti” devri, bir de bu yönüyle ele alınmalı. Tesirleri bugüne kadar devam eden ekonomik ve sosyal sıkıntıların temelinde ‘tek parti’ devrinde atılan adımlar ve alınan kararların tesiri inkâr edilebilir mi? Türkiye’nin 1950 yılına kadar ‘tek parti’ idaresine mecbur ve mahkûm edilmesi ‘millete darbe’ değil midir? 27 Mayıs 1960 darbesi, 12 Mart 1971 muhtırası, 12 Eylül 1980 darbesi ve nihayetinde 28 Şubat süreci ve benzeri darbe ve müdahaleleri konuşurken, tartışırken 1950 öncesi ‘tek parti’ devrini tartışmamak, konuşmamak ve tahlil etmemek yanlış olmaz mı?
‘Tek parti’ devrindeki icraatlar, özü itibarıyla darbe dönemlerini hatıra getirmez mi? Meselâ, ekseriyetle darbe dönemleri sonrasında yapılan seçimlere bazı partilerin iştirak etmesi engellenmiş. ‘Tek parti’ devrinde de kurulan partiler keyfi sebeplerle kapatılmamış mı? O günkü tercihler bir bakıma ‘millete ve tercihlerine darbe’ değil miydi?