Duvar ören liderler

Bulgaristan’da düzenlenen bir toplantıda unutmamamız gereken, fakat unuttuğumuz bazı gerçekler hatırlatılmış.Meselâ, Bulgaristan 25 yıl önce Avrupa Birliğine üye olmuş. Evet, dünün ‘demir perde...

Bulgaristan’da düzenlenen bir toplantıda unutmamamız gereken, fakat unuttuğumuz bazı gerçekler hatırlatılmış.
Meselâ, Bulgaristan 25 yıl önce Avrupa Birliğine üye olmuş. Evet, dünün ‘demir perde ülkesi’nin AB’ye üye olmasından bu yana 25 yıl geçmiş. Dün gibi...

Sofya’da düzenlenen Avrupa Konseyi 126. Dışişleri Bakanları Komitesi Toplantısının açılışında konuşan Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rosen Plevneliev, AB üyeliğinin Bulgaristan’a yepyeni ufuklar açtığını ve totaliter rejimden Avrupa değerlerini içeren bir demokrasiye geçmelerine vesile olduğunu da kaydetmiş. Bunu unutmamamız icap eder. Bulgaristan’a yeni ufuklar açan AB üyeliği, Türkiye’ye niçin açmasın? “Demir perde” bile AB sayesinde yıkılıyorsa, “demir zihniyet” niçin yıkılmasın?

Avrupa’nın son dönemlerde çok büyük bir değişimden geçtiğini ve bu değişimin herkesin lehine olduğunu hatırlatan Plevneliev, “Tabiî ki karşı karşıya kaldığımız çok önemli sorunlar var. Bugün bir küresel bir krizle karşı karşıyayız. Bunlar ulusal sınırları aşıyor. Aşırıcılık, ırkçılık, ayrımcılık, dinî etnik hoşgörü eksikliği. Tüm bunlar birleşik Avrupa değerlerini tehdit eden unsurlar. Biz artık bekleyemeyiz. Sorunlarımızı bir sonraki kuşaklara aktaramayız. Tarih bize şunu öğretti. Eğer zor dönemlerde geçiyorsak o zaman sorumluluk üstlenip karar almamız gerekiyor” demiş.

Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rosen Plevneliev’in dikkat çektiği çok önemli bir nokta daha var. “Duvar”lar meselesi. Plevneliev şöyle demiş: “Bugün sınırların nasıl geri geldiğini görüyoruz. Berlin Duvarı’nın çöküşünden bu yana tüm dünyada 40’tan fazla ülke, komşularıyla aralarındaki sınır boyunca 16 yeni duvar ördü. Bugün şunu gözlemliyoruz. Berlin Duvarı’nı yıkan aynı kuşak yeni duvarlar örmekte, hem de bunu Avrupa’nın kalbinde yapmakta. Bizler şunu gayet iyi anlıyoruz ki ortak çabalarımız sayesinde daha dirençli kurumları ve bir dünya düzenini oluşturmamız elimizde. Bunu yapabilmek için de kurumsal reformları, diplomasiyi ve ilkelerimizi pekiştirmek durumundayız. Düşünce farklılıklarının barışçıl şekilde çözümlenmesine inanan liderlere ihtiyacımız var.” (AA, 18 Mayıs 2016)

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
27 Mayıs hatırası 27 Mayıs 2018 | 153 Okunma Önce aile, hemen eğitim 13 Mayıs 2018 | 131 Okunma Filistin’e sanatla destek 06 Mayıs 2018 | 110 Okunma Türkiye’nin asıl ihtiyacı nedir? 29 Nisan 2018 | 77 Okunma Madem öyle niçin böyle? 22 Nisan 2018 | 119 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar