Geç kalmaktan kork!
Çok garip bir süreçten geçiyoruz. Elbette bu süreçlerin benzerleri daha önce de yaşanmıştı. Ancak bu süreçlerin benzeri ya da daha fenası, önceki yıllarda yaşanmış diye şimdiki...
Çok garip bir süreçten geçiyoruz. Elbette bu süreçlerin benzerleri daha önce de yaşanmıştı.
Ancak bu süreçlerin benzeri ya da daha fenası, önceki yıllarda yaşanmış diye şimdiki süreç, uygulamalar ve atılan adımlar masum ve mazur görülebilir mi? “Eskiden de oldu, şimdi de olsun” bahanesinin arkasına sığınılır mı?
Medya, bir dönem ‘birinci kuvvet’ gibi davrandı ve büyük çoğunluğu mağdur etti. Medyanın geçmişte yaptığı bu ciddî yanlışını savunmak mümkün değil. Ancak geçmişte böyle yapıldı diye şimdi de her türlü itirazı susturmak, medya üzerinde baskı kurmak, hakperestliğe sığmaz. Yanlış, başka bir yanlışla düzeltilmez. Medyanın geçmiş yıllardaki tavrı da kökten yanlıştı, şimdiki topyekûn susturma tavrı da yanlış. Herkesin hakkını ve hukukunu bilmesi ve muhafaza etmesi çok mu zor? Bu işin ‘orta yol’u yok mu?
Gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül’ün, yayınlanan bir haber sebebiyle tutuklanıp cezaevine gönderilmesi itiraz gördü. Bu itiraz haklıydı. Kanaatimizce, yargılamalar tutuksuz yapılabilirdi ve öyle yapılmalıydı.
Mahkemenin verdiği kararı savunanlar da var. Onlara göre Dündar ve Gül yaptıkları ‘haber’den dolayı değil, ‘casusluk’tan tutuklandı. Yine onlara göre yayınlanan haber değil, ‘devlet sırrı’nın ifşası/ilânı/duyurulması.