Gelin, bataklığı kurutalım!
Çok büyük, çok feci, çok yaralayıcı bir terör saldırısı ile daha karşı karşıya kaldık. Ankara’da düzenlenmek istenen bir miting öncesinde patlatılan bombalar onlarca kişinin...
Çok büyük, çok feci, çok yaralayıcı bir terör saldırısı ile daha karşı karşıya kaldık.
Ankara’da düzenlenmek istenen bir miting öncesinde patlatılan bombalar onlarca kişinin ölümüne, yüzden fazla kişinin de yaralanmasına sebep oldu.
Bombalı ‘tuzağı’ kimin kurduğu, hedefin ve maksadın ne olduğu elbette önümüzdeki günlerde daha çok tartışılacak. Bu terör saldırısının Türkiye’nin aleyhinde olduğu, birlik ve beraberliği hedef aldığını, demokrasinin gelişmesine tuzak olduğunu hatırlatmaya bile gerek duyulmaz. Farklı siyasî görüşlere sahip olanlar dahi bu saldırırı kınadı. Elbette, baştan sonra kadar en ağır şekilde kınanmayı hak eden bir saldırı, bir tuzak, bir provokasyonla karşı karşıyayız.
Şunu söylemek durumundayız ki, ülkemiz böyle provokasyonlara imkân vermeyecek bir ‘tedbir’i en baştan alabilmelidir. Son yıllarda toplu ölümlerle neticelenen ağır terör saldırılarıyla karşı karşıya kaldık. Acaba bu saldırıları önlemede bir ‘zaaf’ söz konusu oldu mu?