Halep’in imdat çığlığı
Sadece bir şehrin değil, bir ülkenin can çekişmesini hatta ölmesini bütün dünya ile birlikte izliyoruz.Halep, komşumuz Suriye’nin tarihî şehirlerinden biri. 2007 yılındaki sayıma göre nüfusu merkezde 2...
Sadece bir şehrin değil, bir ülkenin can çekişmesini hatta ölmesini bütün dünya ile birlikte izliyoruz.
Halep, komşumuz Suriye’nin tarihî şehirlerinden biri. 2007 yılındaki sayıma göre nüfusu merkezde 2 milyona yakın, çevresi ile birlikte 4 milyonu aşkınmış.
Gelen haberlere göre bugün artık bir Halep’ten bahsetmek mümkün değil. Baştan sona yıkılan Halep, ancak büyük bir mezaristan olarak tarif edilebilir.
Halep, aylardan beri savaş sahası olmuş durumda. İmdat çığlıkları pek dikkate alınmadı. Sivil toplum kuruluşları ve fert fert kişiler bu yıkıma, bu kıyıma, bu cinayetlere itiraz ediyor, ama devletler kirli menfaatleri gereği susmayı tercih ediyor.
Tabiî ki başta Halep olmak üzere dünyanın her yerinde zulme uğrayan insanların huzura kavuşması için duâcıyız ve öyle olmalıyız. İdarecilerin de bu hususta ikaz edilip, mazlûmdan yana tavır almalarını talep ederiz. Suriye’deki durum Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor. Nihayetinde en yakın komşumuz. Milyonlarca kişi oradaki savaştan kaçarak ülkemize geldi. Dolayısıyla Halep’te yaşananlara karşı ilgisiz kalmamız mümkün değil. Suriye ve Halep’deki yıkımın bir an önce sona ermesi Türkiye’nin de menfaatine.
Halep’teki durum Birleşmiş Milletler’in açıklamalarına da olumsuz anlamda yansımış. BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun’un, sivillere yönelik katliâm haberleri sebebiyle alarma geçildiğini hatırlatmış.
BM Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric açıklamasında, “BM, sahadaki bütün taraflara sivilleri koruma ve uluslar arası insancıl hukuka uyma yükümlülüklerini hatırlatıyor. Bu, özellikle Suriye hükümeti ve müttefiklerinin sorumluluğu” ifadelerine yer vermiş. (AA, 13 Aralık 2016)
İnsan Hakları İzleme Örgütü de (HRW), Suriye rejimini ve silâhlı grupları, Halep’te muhaliflerin kontrolündeki bölgelere acil insanî yardımların ulaştırılabilmesi için derhal ve kayıtsız şartsız harekete geçmeye çağrısı yapmış. HRW, bölgede yiyecek ve ilâç konusunda ciddî sıkıntı yaşandığını, sağlık hizmetlerinin durma noktasına geldiğini ve durumun çok vahim olduğunu hatırlatmış.
Şunu da unutmayalım ki aynı açıklamalara göre yardım kuruluşlarının, Temmuz ayından bu yana doğu Halep’e hiç yardım ulaştıramadığı kaydediliyor. Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık... Bunca zaman zarfında insanî yardım ulaşmayan bir şehrin, üstüne üstlük bir de bombalandığını düşünün...