Haydi, yap!
Türkiye’nin Avrupa Birliği macerasının inişli ve çıkışlı olduğu herkesin bildiği bir konu. Hava durumu gibi değişebilen bir tablo ile karşı karşıyayız. “Her şey yolunda, AB...
Türkiye’nin Avrupa Birliği macerasının inişli ve çıkışlı olduğu herkesin bildiği bir konu.
Hava durumu gibi değişebilen bir tablo ile karşı karşıyayız. “Her şey yolunda, AB üyeliği göründü” diye düşünülen bir anda ilişkiler bozulabiliyor. Bunun sebebi, tarafların vazifesini hakkıyla yapmaması olabilir. İdarecilerin bir hatası da, AB üyeliği için gerekli olan şartları yerine getirmeden birliğe üye olmaya çalışmalarıdır. En basit bir derneğe üye olurken bile üyelerin ‘üyelik şartları’na uyması beklenir. Hem şartlara uymayıp hem de “Beni üye yapmıyorlar” demek doğru değil. Yıllar önce AB’ye üye olmak için yola çıkan Türkiye’nin bunca yıl sonra üye olamaması tek başına AB’nin engellemesi ile izah edilemez. Elbette AB içindeki muhaliflerin de bu neticede payı var, ama asıl mesele Türkiye’yi idare edenlerin üyelik şartlarına uymamasıdır. Türkiye’nin AB’ye üye olmasının ‘millet menfaatine’ olduğu ekseriyetin kabul ettiği bir durum. Üyeliğin muhtemel zararları da olabilir. Ancak ‘kâr’ ve ‘zarar’ tablosuna bakıldığında ‘kâr/fayda’ hanesinin daha ağır bastığı belli.