İstanbul’un dertleri
Dünyanın bunca derdi varken, ‘İstanbul’un dertlerini konuşmak gereksiz olabilir.Ne var ki, İstanbul’un dertleri ile dünyanın dertleri arasında da bir irtibat noktası vardır. Dertlerin tamamı, dönüp dolaşıp...
Dünyanın bunca derdi varken, ‘İstanbul’un dertlerini konuşmak gereksiz olabilir.
Ne var ki, İstanbul’un dertleri ile dünyanın dertleri arasında da bir irtibat noktası vardır. Dertlerin tamamı, dönüp dolaşıp “kaht-ı rical/’ehil insan’ yokluğu”na dayanır.
Anadolu’nun bir şehrinden İstanbul’a gelen bir ahbabımız ile tarihi yerlerini yeniden görmek için yola çıktık. İlk adresimiz İstanbul’un ‘merkez’i kabul edilen Fatih oldu. Fevzipaşa Caddes’inde otobüsten inerek Fatih Camii’ne doğru çıkarken sokak ortasındaki ‘çirkinlik’ dikkatimizi çekti. Sokak resmen çökmüştü. Oradaki esnafa, tabanı çöken ve kaldırım taşları sökülüp bir kenara bırakılan yolu gösterip “Burası ne zaman bu hale geldi, kimse ilgilenmiyor mu?” diye sorduk. Tabiî esnaf dert küpü. “Söylemediğimiz yer, aramadığımız yetkili kalmadı. Herkes işi başkasına atıyor. Bir de siz el atın!” diye bizi de laf attılar. Biz de “Yetkililere bildirmek vazifemiz, neticeyi bilemeyiz” diyerek fotoğraf çektik. Yola devam ederek Malta Çarşısı yönünde Fatih Camii bahçesine girdik. Tam o noktada, Fatih Müftüğü önündeki çukurlar dikkatimi çekti. Bu iki fotoğrafı Twitter’dan “Fatih’e bu görüntü yakışır mı?” notuyla paylaşıp İstanbul Büyükşehir Belediyesi ‘Beyaz Masa’yı (@ibbBeyazmasa) haberdar ettik. Sağ olsunlar onlar da ‘ilgi’ gösterip adres sordular.
Bu vesileyle @ibbBeyazmasa’ya bir paragraf açmak lâzım. İstanbul büyük bir şehir olduğu gibi dertleri de büyük. Dolayısıyla başta trafik konusu olmak üzere başka konularda da zaman zaman ‘Beyaz Masa’ya bildirimlerimiz oluyor. Mutlaka cevap veriliyor, ama dertlerin çözüldüğünü söylemek zor. Ekseriyetle “Konuyu ilgili birimlerimize iletiyoruz” notuyla verilen cevaplar çözüme dönüşmüyor. İETT, metrobüs ve duraklar noktasında yaptığımız onlarca hatırlatma, hep ‘ilgileniyoruz’ cevabıyla çözümsüz kaldı.