‘Kopuş yok’sa bu tartışma ne?
Aylar ve yıllar bitiyor ama Türkiye’nin Avrupa Birliği ile olan görüşmeleri, müzâkereleri tamamlanıp üyelik tarihi belli olmuyor.Her iki tarafta da “Türkiye AB’ye üye olamaz” kanaatinde olanlar olduğu gibi...
Aylar ve yıllar bitiyor ama Türkiye’nin Avrupa Birliği ile olan görüşmeleri, müzâkereleri tamamlanıp üyelik tarihi belli olmuyor.
Her iki tarafta da “Türkiye AB’ye üye olamaz” kanaatinde olanlar olduğu gibi “Bir gün mutlaka üye olunacak” diyenler de var.
Şimdilik çok gündemde olmasa da 2017 yılı içerisinde de Avrupa Birliği ile ilgili meselelerin tartışıldığına şahit olabiliriz. Tekrarlamakta fayda var ki, mesele ‘kâğıt üstünde bir üyelik’ değil, üye olunsa da olunmasa da hakiki anlamıyla bir hak, hukuk ve adalet sistemini kurabilmektir. Bugün için böyle bir sistemi kurmak ve sürdürmek büyük ölçüde Avrupa Birliği’ne üyelikle mümkün gibi görülüyor. Üyelik meselesine bu pencereden bakılmaz ve sadece muhtemel fanalıklar gündeme taşınırsa doğru olmaz. Daha zengin, daha huzurlu, daha âdil, daha dertsiz bir Türkiye’ye kavuşma arzusu yanlış mıdır?
Türkiye’yi idare edenlerin AB’ye kızıp; “AB kriterleri olmasa da olur, biz ‘Ankara Kriterleri’yle yolumuza devam ederiz” anlamındaki beyanları ülkemize bir şey kazandırmıyor. Çünkü ‘Ankara Kriterleri’nde ülkemizi sıkıntıya sokan anlayış ve uygulamalar var. Ankara Kriterlerinde milletin taleplerini dikkate almak yok. Bu kriterler 1950 öncesi uygulamaları da akla getiriyor ve ülkemizin böyle uygulamalara ihtiyacı da yok.