Kudüs bizde, biz Kudüs’teyiz
Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa’nın da bulunduğu Kudüs, hürriyetine kavuşacağı ana kadar İslâm dünyasının gündeminde olmak durumunda. Maalesef ‘çok önemli işler’le...
Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa’nın da bulunduğu Kudüs, hürriyetine kavuşacağı ana kadar İslâm dünyasının gündeminde olmak durumunda. Maalesef ‘çok önemli işler’le meşgul olan İslâm dünyası ve Müslümanlar, Kudüs’ün işgal altında olduğunu unutmuş gibi davranıyor.
Filistin’e ve Kudüs’e sahip çıkmak sözde kalmamalı. Sahip çıkarken de Filistin’i Kudüs’ü zor duruma düşürmemek de gerekir. Kim ki “Düşmanları uyandıracak şekilde” hareket ederse Filistin’e ve Kudüs’e fayda değil zarar vermiş olur. Mutlak surette dünyadaki “iyi insanlar”ı harekete geçirip Filistin’in işgalden kurtulmasını sağlamak gerekir. Nitekim, yakın zaman önce Birleşmiş Milletler Bilim Eğitim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Yönetim Kurulu, İsrail’in “işgalci güç” olarak tanımlandığı bir karar tasarısını oylayarak kabul etti. Tasarıda, “İşgalci güç İsrail” tarafından Kutsal şehir Kudüs’ün yapısını ve statüsünü değiştirmeye yönelik alınan her türlü tedbirin, adlî veya idarî uygulamanın geçersiz sayılması ve iptal edilmesi istendi. (AA, 21 Nisan 2017) Bu karardan yola çıkılarak İsrail bütün dünyada yalnızlaştırılamaz mı?