Kütüphane vardı da biz mi gitmedik?
Aylar, yıllar ve mevsimler değişse de bazı meseleler hep gündemimizde olmalı: Okul, eğitim, kitap, kütüphane, aile, gençlik medya vasıtalarının hal ve gidişi...Bu konuları kendimize dert edinirsek büyük bir...
Aylar, yıllar ve mevsimler değişse de bazı meseleler hep gündemimizde olmalı: Okul, eğitim, kitap, kütüphane, aile, gençlik medya vasıtalarının hal ve gidişi...
Bu konuları kendimize dert edinirsek büyük bir ihtimalle çareleri de buluruz.
Kitap ve kütüphane konusu çok ihmal ettiğimiz meselelerden biridir. İstatistik rakamlarını bir yana bırakalım ve kendimize soralım: Ayda ya da yılda kaç kitap okuyoruz? Ailemizde kaç kişi kaç kitap okuyor? Okula gönderdiğimiz çocuklarımıza kitap okumaları yönünde tavsiyede bulunan öğretmenleri var mı? Öğretmenler yılda kaç kitap okuyor? Aynı şey her meslek mensubu için sorulabilir elbette.
Şunu kabul etmek gerekir ki, kitap yayıncılığı ve okuyuculuğunu teşvik için ne yapılsa yeridir, gereklidir, lâzımdır. Bizim için hayal gibi görünse de bazı Avrupa ülkelerinde devletin, yayıncılığı teşvik için yayınlanan her kitaptan belli sayıda satın alarak kütüphanelere hediye ettiğini duyuyor ve okuyoruz. İnşallah ülkemiz de yayıncılığı teşvik eden adımları gecikmeden atar.
Tabiî ki kitap okuma meselesi sadece kitapların pahalı ya da ucuz olmasıyla izah edilemez. Keşke imkân olsa da kitap fiyatları herkesin satın alabileceği seviyede olsa. Maalesef kitap fiyatlarının yüksek olması bazıları için haklı bir bahane olarak karşımızda duruyor.