Lastikli kanunlarla buraya kadar...
Hem ‘Adalet mülkün temelidir’ deyip, hem de adaletsiz işlere imza atmak; şahit olduğumuz derin çelişkilerden biri...Adaletin tecellisi noktasında her kesimden şikâyet vardır. MAK Danışmanlığın 47...
Hem ‘Adalet mülkün temelidir’ deyip, hem de adaletsiz işlere imza atmak; şahit olduğumuz derin çelişkilerden biri...
Adaletin tecellisi noktasında her kesimden şikâyet vardır. MAK Danışmanlığın 47 ilde 5 bin 400 kişi ile yaptığı ankete göre Türkiye’de 100 kişiden 73’ü mahkemelere güvenmiyor.
Adalet sisteminde sıkıntılar olduğu inkâr edilemez bir gerçek. Bu durumu ifade etmeyen kimse de kalmadı. Sıkıntının kaynağı çok eskilere dayansa da, son yıllarda yapılan yanlışları da görmek lâzım.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan “Uzaktan kumandalı yargıç olmaz. (...) Aklını ve vicdanını kiralayan, iradesine ipotek koyduran kişiden hâkim olmaz” derken (Türkiye g., 28 Nisan 2015) Taha Akyol’un da değerlendirmesi şu şekilde: “(...) Fakat bugün yargının da Genelkurmay’ın da vesayeti aşılmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin son birkaç yıldaki kararlarının da gösterdiği gibi baskı, seçilmiş iktidardan gelmektedir. (Hürriyet, 29 Nisan 2015)
Günlük tartışmaları takip eden herkes, yargıya müdahale edildiğini hisseder. Siyasetçilerin beyanları, topluca yapılan tayinler başka nasıl izah edilebilir ki?
Aynı gün iki mahkemenin farklı kararlar vermesi, devamında mahkeme kararlarının uygulanmaması başka tartışmaları da beraberinde getirdi. Elbete böyle çelişkili kararlar da ilk defa alınmıyor. Daha önce de birbirini nakzeden, reddeden kararlar olmuştur. Ancak hadisenin temelinde farklı yorumlanmaya müsait ve ‘lastikli kanun’ların olduğunu görmek lâzım.